Benim hayalimde doğa harikası gibi bir yer yok ama düşündüğümde aklıma daha çok yağmurlu bir ortam geliyor. Çünkü yağmuru çok severim. O zaman, hayalimdeki yer mutlaka yağmurlu bir yer olmalı. Ayrıca kapalı pembe tonları da gözümün önüne geliyor. Yeşilin ve pembe tonlarının birleştiği bir dünya, bana güzel bir ortam gibi geliyor.
Burasının adını “Kurduğum” koydum. Eğer burada ilk saatimi geçirecek olsaydım önce etrafımı araştırırdım. Nerede olduğumu bilmediğim için keşif yapmak en mantıklısı olurdu. Etrafta neler olup bittiğini anlamaya çalışırdım. Sonrasında ise karnım acıkacağı için kendime özel bir yemek alanına geçip bir şeyler yerdim.
Yemek yedikten sonra çevrede canlılar olup olmadığına bakardım. Belki benim gibi buraya düşmüş başka biri ya da ilginç yaratıklar vardır. Araştırmam bittikten sonra kendimi oyalayacak bir şeyler bulmaya çalışırdım. Çünkü burada tek başıma sıkılabilirdim.
Hobilerimle vakit geçirirdim. Örneğin, voleybol oynamak isterdim ama voleybol öğrenmeye çalışıyorum ve bir türlü öğrenemiyorum. O yüzden belki daha iyi yapabileceğim bir spor denemeliyim, mesela koşu. Çok fazla koşmam ama burada denemek isterdim.
Sonrasında, gerçek hayatta da yaptığım şeyleri burada da yaparak vakit geçirirdim. Mesela güzelce oturup televizyon izlemek bana motivasyon sağlar. Eğer yanımda en yakın arkadaşım olsaydı onunla birlikte güzel bir film izlemek harika olurdu. Film izledikten sonra birlikte oyun oynardık ya da sohbet ederdik. Böylece, bu anlar benim için unutulmaz bir hatıraya dönüşürdü.
Arkadaşımla mutlaka voleybol oynardım. Çünkü o, voleybolu çok sever hatta bayılır. Eğer sıkılırsak yeni şeyler keşfetmek için tekrar etrafa bakınırdık. Bazen her şeyden sıkılır insan, işte o zaman vaktin daha hızlı geçmesi için uyumak en iyi seçenek olurdu. Uyandığımızda ise karnımız acıkırdı. Ben uyandığımda genellikle çok acıkmış ve susamış olurum. Umarım arkadaşım da öyledir, böylece ona da yemek yaparım.
İşte böyle, hayalimdeki yerde bir günü geçirmiş olurdum.