Eğer bir süper gücüm olsaydı canlıların akıllarını okuyabilmeyi isterdim. Uçabilmek ve görünmez olabilmek benim için o kadar önemli değil ama bir canlının iç dünyasını keşfedebilmek, aklından neler geçtiğini görebilmek mükemmel bir deneyim olurdu. Zihin okuma gücünü elde ettiğimde ilk aklını okuyacağım insanlar arkadaşlarım olurdu. Benim hakkımdaki düşünceleri ve hislerini öğrenmek isterdim.
Düşünsenize sokakta yürüyorsunuz ve çevrenizdeki bir insanın gözlerine bakıyorsunuz anında aklından geçirdiği düşünceleri, duyguları, renkleri, sesleri ve hatta kokuları hissetmeye başlıyorsunuz. Mesela aklını okuduğunuz kişi o anda akşam ne yiyeceğini düşünüyordur, siz de o nefis kokuyu ve tadı onunla paylaşırsınız. Akıl okuyabilmek sadece düşünenleri görmek değildir. Onları bir nevi yaşamak ve hissetmektir. Her bir insanına zihni aslında bir küçük evrendir. Bu evrenin işleyişini o kişi belirler. Yaptığı seçimler, duyduğu sesler, tattığı şeyler bile bu işleyişe dahildir.
Sınavdayken etrafınıza bakıyorsunuz havada uçuşan bilgiler, işlemler, cevapları görebiliyorsunuz. Öyle ki birini yakalayıp kullanabilirsiniz bile.
Doğum günü partisine gittiğim arkadaşımın aldığım hediyeyi beğenip beğenmediğini zihnini okuyup anlayabilirdim. Ya da partiden önce zihnini okuyarak hediye olarak ne istediğini bulabilirdim.
Bir keşif yapmak ya da bir hastalığa ilaç bulmak için laboratuvarlarda gece gündüz çalışan bilim adamlarının düşüncelerini okumak isterdim. Eminim düşünceleri, havada uçuşan hatta elinizi uzatsanız dokunabileceğiniz kelebekler kadar somuttur.
Bir sanatçının zihnini okumak da çok ilginç olurdu. Mesela, sahnede dans eden bir balerin. Dans edişinizi izlemek ne kadar eğlenceli. Oysa o anda aklından geçenleri, kaslarındaki ağrıyı, dansı bitirip bitiremeyeceği endişesini, ayaklarındaki acıyı nasıl unutmaya çalıştığını bilsek aynı şekilde eğlenebilir miydik?
Akıl okuyabilmek sadece insanlar ile sınırlı değildir tabi ki. Diğer canlıların da duyguları ve düşünceleri vardır. Mesela evcil hayvanlarımız. Bizi her gün işten, okuldan gelmemiz için beklerler. Bazen onları bıraktığımızı ve bir daha geri dönmeyeceğimizi zannederler. Biz eve dönünce ne kadar da mutlu olurlar. İşte o zaman akıllarının derinliklerine inip o gün ne kadar korktuklarını ve bizi beklerken ne kadar endişeli olduklarını görebilirim. 8 yıldır benimle olan Zeytin’in aklından neler geçirdiği öğrenmek isterdim. Ve hatta bitkiler. Onlar da mutlaka köklerinden koparılırken korku hissediyorlardır.
Her bir süper gücün olduğu gibi akıl okuyabilmenin de kötü tarafları da olacaktır. Elbette. Çok güvendiğiniz ve değer verdiğiniz bir insanın yüzümüze yalan söylediğini fark etmek gibi.
Mutlu olduğunu sandığımız bir arkadaşımızın aslında bizden gizlediği ve onu çok mutsuz eden şeyler olduğunu keşfetmek gibi.
Eminim bu gücü insanların ve diğer tüm canlıların iyiliği için kullanmayı başarabilecek bir yol bulurdum. Belki bir psikolog olur ve zihinlerini okuyarak insanlara yardımcı olmaya çalışırdım. Ya da veteriner olup nerelerinin ağrıdığını bile söyleyemeyen hayvanları tedavi etmek için gücümü kullanırdım.
Akıl Okuyabilme Gücü
(Visited 423 times, 1 visits today)