Çoğu Avrupa insanı en güzel tatillerini Akdeniz’de yapar. Ayrıca bir bacasız sanayi merkezi olarak bilinir Akdeniz. Ayrıyeten Türkiye, bilhassa Anadolu, adeta bir tarihi cennettir. Avrupa da bir o kadar da tarihi güzellik bulundurur, buralardan birçok heybetli devlet geçmiştir ve arkalarında da muazzam yapılar veya hikayeler bırakmışlardır. Peki canlı bir tarih romanı mı yoksa sıcak ve aynı derecede canlı, renklerle dolu bir tatil mi tercih ederdiniz?
Akdeniz; Avrupa’nın güneyinde, Afrika’nın ise kuzeyinde bulunan kendine özgü kültürü bulunan ve kıyıları birçok ülke ile vatandaşları tarafından tatil cenneti olarak bilinen 2.5 milyon km²lik bir denizdir. Akdeniz, Batı’da Cebelitarık Boğazından Doğu’daki Arap ülkeleri ve Türkiye’ye kadar uzanır. Türkiye’nin güneyinde yer alan bu denizde birçok balık türü yaşar, yani deniz ürünleri bakımından zengindir. Ayrıca kendine özgü renkli kültürü ve zengin mutfağı ile insanların gözdesidir. Tertemiz ve gösterişli sahillerinden bahsetmeden olmaz tabii: Kızkalesi, Aziz Calobra, Costa Rey…
Bunların yanı sıra, Avrupa, Anadolu ve Mezopotamya toprakları tarih bakımından, tabiri caizse, kutsallaşmış topraklardır. İlk medeniyetlerden başlayarak; Selçuklu, Osmanlı, Roma İmparatorluğu, Pers İmparatorluğu ve Bizans gibi birbiriyle bağlantılı, dönemlerinde düşmanlarına korku salan ve bulunduğu coğrafyaların kültürüne nüfuz eden güçlü devletler geçti bu topraklardan. Birçok önemli vaka da bu topraklarda gerçekleşti: 8 adet Haçlı fırtınası, birçok Türk devletinin hükmü (Avrupa Hun, Selçuklu, Osmanlı) ve günümüzün en yaygın üç dinin doğuşu: Hristiyanlık, İslam ve Yahudilik…
Ayrıca bu iki unsuru birleştiren birçok yer de var. Mesela Kıbrıs adası; İnebahtı Deniz Savaşı’nın yanısıra, yakın tarih olarak sayılan, Kıbrıs Harekatına da sahne olmuştur. Şu yıllarda da turizm merkezi olan Kıbrıs, yılda yaklaşık 4 milyon turist alır. Bu turistlerden bazıları- hatta çoğunluğu- tatil için gelse de meraklı tarihçiler de uğruyor adaya. Batı’daki İspanya aynı özelliklere sahiptir. Emevilerin etkisini
gözlemlerken Valencia kentinde ahtapottan yapılan “tapas”ınızı yiyebilir ve deniz kenarında güneşlenebilirsiniz. İsrail Tel Aviv’de ise Akdeniz’in en güzel sahillerinden birinde yüzüp akşama doğru Ağlama Duvarı’nı ziyaret edebilirsiniz. Ya da İtalya’da Roma İmparatorluğunun eski topraklarını gezerken kendinizi daha insanlar tarafından akın edilmemiş gizli bir koyda bulabilirsiniz.
Aynı zamanda, bir Türk vatandaşı olarak, kendi tarihinizi keşfetmek isterseniz Akdeniz kıyılarında ve Kıbrıs’ta birçok Selçuklu ve Osmanlı yapısı bulabilirsiniz. Örneğin, daha önce bahsettiğim gibi, İnebahtı Deniz Savaşı; Osmanlı donanması için ve -bazı tarihçilere göre- devletin gidişatı için bir dönüm noktasıdır. Bu savaş Kıbrıs yakınlarında gerçekleşmiştir ve hala ,biraz dalış eğitiminden sonra, batan gemilerin kalıntılarını gezebilirsiniz.
Akdeniz tarih ve turizm merkezi olduğunu da böyle kanıtlayabiliriz. Tatil için gitseniz bile biraz tarihten kimseye zarar gelmez; tarihi araştırma için gelseniz de biraz rahatlamak size iyi gelir. Özetle diyebiliriz ki ister eğlence ister araştırma için gelin, Akdeniz kıyıları size ikisi için de birçok kapı açacaktır: hangi kapılardan geçeceğiniz size kalmış.