Bir varmış, bir yokmuş. Ülkede çok ünlü olan bir ajan varmış. Bir gün bu ajan Rone adında bir adamdan çok güzel bir teklif almış, ajan bu teklifi hemen kabul etmiş. Bu teklif Almanya’dan geldiği için ajan Almanya’ya doğru yola çıkmış. Ajan Almanya’ya vardığında çalışmalara başlamış. Ajanın hiçbir sıkıntısı yokmuş, ta ki o güne kadar. Ajan o gün erkenden uyanmış ve banyosunu yapmış. Kahvaltısını yapan ajan odasına çıkarken Rone’da tuhaf bir şeyler fark etmiş ama bu konunun üstünde fazla durmamış. Ertesi gün ajan Rone’dan iyice şüphelenmeye başlamış. Bunun üzerine ajan Rone’u takip ettirmeye başlamış. Ajan şüphelerinde haklıymış; Rone bir hırsızmış. Ajan hemen eve gitmiş. Ajan Rone’u odasından çok önemli bir flash belleği alırken yakalamış. Ajan Rone’a “Sakın ona dokunma!” demiş. Rone bunun üzerine flash belleği bırakmış ve suçunun arkasında durmuş. Ajan polis çağırıp Rone’u yakalatmış. O günden sonra ajan mutlu mesut yaşamış.
Ajan ve Rone
(Visited 41 times, 1 visits today)