Ailesel

Öğlene doğru uyandım. Bugün cumartesiydi ve her cumartesi gibi bugün de evde yalnız olacaktım. Çünkü cumartesi günleri beş yaşındaki kardeşim arkadaşlarıyla buluşmaya gider, annem de onunla birlikte giderdi tabii. Babam zaten gece gündüz çalışan işkolik bir insandı. Cumartesileri tam gün işe gider, pazar günü de evden çalışırdı. İşine gerçekten bağlı denebilecek bir insandı. Çok kişiye bahsetmesem bile büyük ailesel sorunlarım vardı.

Dün yaşadığım olay aklıma geldi bir anda. “Baba yarın beni sinemaya götürmen gerekli. Arkadaşlarımla buluşacağım.” demiştim. Babam da şöyle karşılık vermişti: “Allah’ın bir günü de yerinde otursan olmuyor mu? Annen de sen de doymak bilmezsiniz, zaten ölsem mezarıma bir tek kardeşin gelir. Umarım çabucak ölürüm de değerimi anlarsınız.”. Ne diyeceğimi şaşırmıştım. Anılarımdan sonunda sıyrıldım ve mutfağa yöneldim. Kendime kahvaltı hazırladım.

Annem nedenini anlayamadığım bir şekilde kardeşime hep daha fazla önem verdi. Babamla ne zaman kavga etseler beni suçladı. Zaten babamla boşanacaklar ama yaptığım her yanlış harekette onu babama rezil ettiğimi düşünüyor hala. Bugün neden böyle anılar aklıma gelip duruyordu, babamın dün dediği şeyler yüzünden miydi? Bir anda telefonum çaldı. Arayan dedemdi. Anne tarafımla konuşmayı sevdiğim için telefonu neşeyle açtım. Hayatımı değiştirecek olan telefon konuşmasına başlamak üzereydim…

“Efendim?” dedim. Dedemin sesi çok telaşlıydı “Kuzucuğum anneannen yukarı gelecek bir valiz hazırlayacaksınız ve sen biraz bizimle yaşayacaksın tamam mı?” dediğinde şok olmuştum, kabul etmemle zilin çalması bir oldu. Anneannem geldi çabucak valiz hazırlayıp aşağıya indirdik. Sürekli ne olduğunu soruyordum ama tek kelime söylemiyordu. Gözlerinden yaş aktığını görebiliyordum. Arabaya binince dedeme ne olduğunu sordum ama o da önemli bir şey olmadığını söylemekten başka bir şey demiyordu.

Birkaç saat annemle babama ulaşmaya çalıştım. Bağırıyordum, ağlıyordum ama ne anneannem ne dedem bir şey söylemiyordu. En sonunda oturup her şeyi anlattılar. Babam, annemle kardeşimi almaya geldiğinde bir saldırı olmuştu ve ikisi de yaralanmıştı. Saldırının tam olarak neden veya kim tarafından yapıldığı belli değildi ama orada genelde yüksek düzeyli aileler olduğundan bence saldırının sebebi açıktı. Kardeşim iyi durumdaydı çünkü halam da orada olduğu için kardeşimi alıp kendi evine götürmüştü. Birisi bana böyle bir şeyin olacağını söyleseydi imkansız derdim. Ama olmuştu işte. Yaralanmalarının sebebi ise o sıra annemle babamın yine kavga ediyor olmasıydı.

Başta tepki veremedim, hiçbir şey söyleyemedim. Sadece sinirliydim. Kavga etmeyip zaman kaybetmeselerdi hastanede olmayacaklardı. Sonra sinirden ellerim titremeye başladı, hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Anneannem de dedem de bana sarıldı. Gidip kardeşimi ve eşyalarını aldık. Şimdi annemle babamın hastaneden çıkacakları günü bekliyoruz. Neyse ki ağır yaralanmamışlar. Çıkmaları an meselesi.

(Visited 16 times, 1 visits today)