İki yıl önce Antalya’da bir ağaç evde kalmıştım. Adrasan isimli bir köyde kaldığım bu bungalow evde, hayatımın en ilginç dört gününü geçirdim.
Odada televizyon yoktu. İnternet yoktu. Tam dört gün boyunca televizyonsuz ve internetsiz kaldım. Yattığım yer evin tavanına yakındı ve ben oldukça yüksek bir merdivenle yatağa çıkabiliyordum.
Sabahları, önce bir horoz, sonra da denize giren çocukların sesleri ile uyanıyordum. Ormanın ortasında bol oksijenli bir yerde, doğal reçeller ve peynirlerden oluşan güzel bir kahvaltıdan sonra denize giriyordum. Deniz çok güzeldi. Ama sıcak nedeniyle fazla kalamıyordum denizde.
Kaldığımız yerde güzel bir havuz da vardı. O zamanlar yüzme bilmediğim için kollukla havuza girebiliyordum.
Tüm günü bungalowda geçirmek sıkıcı olduğundan, mutlaka çevreyi gezmekte yarar var. Özellikle, çevredeki başkaca doğal güzellikleri.
Bulunduğumuz yerin yakınında bir de küçük çay vardı. Çayın üzerinde de yemek yenebilecek yerler ve çayda yüzen ördekler…
Yemem için gelen tüm ekmekleri ördeklere attım ve etrafım bir anda ördeklerle doldu. Onlarca ördek ses çıkarıyordu ve annem korkuyordu. O gün çok eğlenmiştim.
Akşama kadar yorulmuş olduğumdan akşamları erkenden uykum geliyordu. Hatta bir akşam hamakta uyuyakalmıştım. Annem ve babam çok şaşırmıştı. Çünkü ben o zamanlar çok geç yatardım.
Bu tatilin en güzel yanı, televizyon ve internet olmadan da çok eğlenmiş olmamdır.
Buraya bir kez daha gitmek ve yine ağaç evde kalkmak isterim.