Afrika’da Çocuk Olmak

Annemin sırtında ağlarken açtım  gözlerimi, başıma geleceklerden habersiz bir şekilde . Sizler gibi rahat bir şekilde annemden süt emme hakkım olmadı. Motosiklet , araba kullanılırken veya sokakta yürünürken bir tutam süt almaya çalıştım vücuduma. Ağabeyim daha iki yaşını yeni doldurduğu halde beni sırtında taşımaya başladı çünkü Afrika’da iki yaşını geçen çocuklar artık çocuk değildir. Kendinden küçük kardeşini sırtında taşımaya adaydır. Fakat ağabeyim beni yük olarak görmez ”kardeş” olarak görür ve benimser.

 

Afrika’da aslına bakarsanız erkek çocuğu olmak kutsal ve ayrıcalıklıdır. Birçok evde kız çocuklarının yatakları olmaz. Erkek çocuklar için yatak alınır fakat kızlar yataksız büyürler. Kız çocuklarının çeyizlerini anneleri hazırlar, babaları ise hiçbir şey vermez. Kız çocukları evlenirler, babaları kesinlikle evlerine gitmez çünkü bu büyük bir ayıptır.

Kızlar ve erkeklerin tek ayrım görmedikleri yerler akika törenleridir. Bu törenleri sünnet törenleri gibi düşünebiliriz.Cinsiyet ayrımı yapılmaz. Kurban kesilir, eş dost davet edilir, yemekler ikram edilir, hediyeler verilir. Aile için bir bayram havasında geçer. Fakir ailelerin akika töreni biraz daha yoksun geçse de borç para ile de olsa mutlaka bu tören icra edilir.

afrikada akika törenleri ile ilgili görsel sonucu

7-8 yaşına gelince ise bizi mutlaka daha iyi eğitim alabilmemiz için uzak akrabalarımızın bulunduğu ülkelere veya şehirlere gönderirler. Tabii bu duruma erişemeyip açlıktan ölen arkadaşlarım veya akrabalarım da yok değil . Addis Ababa merkezli Afrika Çocuk Politikası Forumu (ACPF), 2018’de 60 milyon arkadaşımın fiziksel gelişiminin yetersiz beslenme yüzünden bozulduğunu ve çocukların bodur kaldığını belirtti.

afrikada açlik ile ilgili görsel sonucu

Benim bu çocuk yaştaki şahsi düşüncem ise şudur : Çocuk açlığı temelde siyasi bir sorundur. Ülkeler ekonomik büyümeyi sürdürseler bile kadınlara, çocuklara ve yoksullara yönelik politikalar uygulanmadığı sürece sorun çözülemez.

Sen benim kim olduğumu bilmezsin daha doğrusu bilemezsin. Neden mi?

Çünkü kaç defa acaba bugün bir bardak su içebilecek miyim, diye düşünerek uyandın. Ben de senin hayatını bilmem, bilemem. Neden mi?

Çünkü:

Hayatımda hiç senin saatlerce keyif içinde banyo yaparken harcadığın suyu bir arada görmedim.

Sen,
Kilolarını vermek için diyet yaparken…
Ben,
Yaşayabilmek için bir parça kuru ekmek arıyorum…

Sen,
Acaba bugün ne pişirsem diye, düşünürken…
Ben,
Bugün yiyecek bulabilecek miyiz diye, düşünüyorum…

Sen,
Modası geçti diye elbiseni giymekten vazgeçerken…
Ben,
Ağaç yapraklarından elbise yapmayı öğreniyorum…

Sen,
Artıkları çöpe atarken…
Ben,
O çöptekilerin hayali ile yaşıyorum…

Sen,
Kemerine bir delik daha açarken…
Ben,
Bugün bir kaburgamı daha görüyorum…

Sen,
Bugünü aperatif bir şeyler yiyerek geçirelim derken…
Ben,
Bugün de sabredelim diyorum…

Sen,
Ay ışığında sevgilin ile bilmem kaç yüz dolarlık yemek faturası öderken…
Ben,
Aynı ay ışığının altında bir bardak suyun bir kuru ekmeğin hayalini kuruyorum…
Sen,
Giydiğin ayakkabının boyası eskidi diye köşeye atarken…
Ben,
Çocuk yaşımda ağaç kabuğundan ayakkabı yapmayı öğreniyorum…

Sen,
Sabahlık, gecelik diye elbiselerini ayırırken…
Ben,
Elbisenin ne olduğunu anlamaya çalışıyorum…

Sen,
Akrepten çıyandan korkarken…
Ben,
Geceleri onlarla geçirmeye alışıyorum…

Sen,
Özel aile doktorunu çağırırken…
Ben,
Yaralarımı kendim tedavi etmeye çalışıyorum…

Şimdi söyler misin bana, ne fark var aramızda? Peki hani olsaydı da sen bu çölün ortasında, ben de o şehrin merkezin de olsaydım. O zaman anlar mıydın beni?

Hiç düşünme cevabını ben vereyim:

ANLAYAMAZDIN…

Neden mi?

Çünkü

ANLAYABİLSEYDİN AĞLAYABİLİRDİN…

(Visited 1.080 times, 1 visits today)