Sonbaharın gelmesiyle ağaçlarda yaprak kalmamıştı. Yağmur hafif hafif çiseliyordu. Arkadan gelen takaların sesleriyle yağmur damlaları adeta insana huzuru aşılıyordu. Rüzgar yer yer kendini hissettirse de rahatsız edecek kadar soğuk ve sevimsiz değildi. Herkesin farklı farklı gayesi, gayeleri vardı bu hayatta. Çünkü içinde bulunduğumuz bu dünyada amaçsız biz, biz olamayız hiçbir zaman. Amaçsız bir yaşam tıpkı anlamsız bir kitap gibi olur. Sıkıcı, savruk …
Ben küçüklüğümden beri hep dünya çapında bir şarkıcı olmayı hayal etmiştim. Fakat bir gün yaklaşık yedi sekiz yaşlarındayken müzik öğretmenim, Merve Hoca, bana asla hayallerimdeki gibi bir şarkıcı olamayacağımı, sesimin kulakları tırmaladığını söylemişti. Öylesine kırmıştı ki kalbimi, hayallerimi bir kağıt misali yırtıp bir kenara fırlatmıştı. İşte umut etmeyi, sebat etmeyi ben o günlerde öğrenmiştim. Asla pes etmemeliydim. Her ne kadar çevrem yapamayacağımı söylese de kimse beni hayallerimden vazgeçirememişti.Arkadaşlarım dışarıda ip atlarken, seksek oynarken ben sadece şarkı söylüyordum saatler boyunca. Okuldan eve gelince hemen yemeğimi yer çalışmalarıma devam ederdim. Daha sonra okul korosunda yer almaya başladım, gittikçe kendimi geliştiriyordum. Okul korosunun şefi olan Adil Hoca ülke çapında ses yarışmaları düzenlendiğini ve eğer istersem katılabileceğimi söylemişti. Sanki o an dünyalar benim olmuştu. O gün hayallerime bir adım daha yaklaştığımı,sebat etmenin karşılığını aldığımı düşünüyordum.
.
İki katlı pembe evimize daha önce hiç koşmadığım kadar hızlı koşmuştum aileme bir an önce beni çok heyecanlandıran haberleri verebilmek için. Aileme olanları anlattığımda kazanamayacağım bir şey için çok fazla heves ettiğimi söylemişlerdi. Yalvar yakar onları ikna etmeye çalışmış lakin başaramamıştım. Bütün hayallerim, umutlarım suya inmişti. Belki de beni en çok üzen şey o anda ailemin başaramayacağıma inanmasıydı. En önemlisi de kendime olan öz güvenimi kaybetmiştim. Bu olaydan sonra şarkı söylemeyi bırakmış, ailemin istediği gibi derslerime ağırlık vermiştim. Ama içimde yine de ukde kalmıştı hayallerimi gerçekleştirememek.
Uzun zaman sonra bir gece bir rüya görmüştüm. Rüyamda bana ilk başta yapamazsın diyen Merve Hocamı görmüştüm.Bana rüyamda şöyle söylüyordu: Başarısızlığa uğramış olabilirsin ama önemli olan bu başarısızlığın nasıl üstünden geleceğindir. Asla pes etme veya başarısızlığında başkasını suçlama. Eğer bir şeyi yapamıyorsan bil ki bu senin elindedir.
“Hadi uyan
Aydınlığa çık da çil gözlerin ışısın
İlkyazlar sıcağı biriksin yüreğine
Yoksul olsan da uyan
Garip olsan da uyan
Madem ki güzelsin, güzeli yaşatmak için
Madem ki iyisin, iyiliği yaşatmak için
Madem ki umutlusun, umudu yaşatmak için“
Uzun günler boyunca aklımdan çıkmamıştı rüyada duyduğum sözler. Kim ne derse kararlıydım artık kendimi ispatlamaya. Hiç düşünmeden Almanya’da her sene düzenlenen şarkı yarışmasına katıldım. Biliyordum kabul edilmenin zor olduğunu, ancak beni hiçbir şey durduramazdı artık. O rüya hayatımı bana geri vermişti adeta. Yarışmadan birincilikle ayrılmış, dünya çapında sevenlerim olmuştu. Hayallerimi gerçekten de gerçekleştirmiştim. Evet, bu hiç kolay olmamıştı ama ben her şeye rağmen zorlukların üzerine gitmiştim. Geçen günlerde ailemi ziyaret etmek için ülkemize döndüğümde Merve Hocamla karşılaştım.Bana aynen şöyle söyledi: ‘’Gitmeye değer yerlerin kestirmesi yoktur. ‘’