Adalette Gelir Eşitsizliği

İdari para cezası deyince aklınıza ne geliyor? Bir para verme cezası öyle değil mi? Doğru, idari para cezası devletin idari birimleri tarafından bir suçluya verilen bir ceza türüdür. Ama bir saniye, para vermek nasıl bir ceza olabilir ki?

 

Ceza kelimesinin tanımı Türk Dil Kurumu sözlüğünde şu şekildedir “Uygunsuz davranışlarda bulunanlara uygulanan üzüntü, sıkıntı, acı verici işlem veya yaptırım”. Peki para vermek bir insana sıkıntı veya acı verir mi? Sanmıyorum. Peki idari para cezaları bir insana üzüntü verir mi? Gelin isterseniz bunu biraz tartışalım.

 

Kendinizi asgari maaşla çalışan ve üç çocuklu, evini geçindirmekte zorlanan bir babanın yerine koyun. Belki o kişi hakikatten sizsinizdir. Bir suç işlediğinizi ve bunun için yargılandığınızı düşünün. Bu suç arabanızı otobüs durağına park etmek gibi bir şey olsun. Siz o otobüsün yerine park ederek hem işini yaparak para kazanmaya çalışan şoförü hem de içindeki insanları zor duruma sokmuş oluyorsunuz. Belki o otobüsteki biri önemli bir iş görüşmesine sizin yüzünüzden geç kaldı ve işinden atıldı. Demem o ki bunun gibi davranışların elbette bir cezası olması gerek. Ve birini sadece otobüs durağına park ettiği için hapse atamayacağınıza göre en mantıklı çözüm para cezası gibi duruyor. Ve canlandırdığınız baba karakteri böyle bir cezayı aldıktan sonra eminim bir daha otobüs duraklarına park etmeyecektir. 

 

Şimdi ise ünlü bir aktör olduğunuzu düşünün. iki milyon Türk lirasına aldığınız Ferrari marka lüks arabanızla bir otobüs durağına park ediyorsunuz. Şikayet ediliyorsunuz ve para cezası yiyorsunuz, tıpkı asgari maaşla geçinen o baba gibi. Önünüze gelen miktar da o babanın ödediği ile aynı oluyor. Peki aynı olmayan şey ne? Siz o babanın aksine o miktarı gülünç buluyorsunuz. Hemen oracıkta ödeyip arabanızın çizilen dikiz aynasını tamirciye götürünce onun iki katı para ödeyip çıkıyorsunuz. Kısacası bu ceza umurunuzda bile olmuyor. 

 

Neyden bahsetmeye çalıştığımı anladınız mı şimdi? Sizin devlet olarak verdiğiniz on bin TL’lik ceza birinin kabusu olurken biri ise buna aldırmıyor bile. yazının başına bakarsanız orada cezanın insanı üzecek bir olduğunun yazdığını göreceksiniz. Zengin bir insan her ay bunun yirmi katı vergi öderken verdiği bu az miktarda bir parayı umursamıyor. Bu durum da ülkede “Ben zenginim, cezası neyse öder yapmaya devam ederim.” anlayışını oluşturuyor.

Bunu değiştirmenin tek yolu ise para cezalarının kişinin gelirine göre yeniden değerlendirilmesi.

(Visited 32 times, 1 visits today)