Açıklanamamış Gerçekler

Bu apartmana yeni taşınmıştım ve kimseyi tanımıyordum. Komşularımı tanımamın iyi olacağını düşünmüştüm. Ya komşumun kapısını çaldım benim yaşlarımda bir kadın açtı kapıyı. Tişörtü uzun zamandır yıkanmamış gibi görünüyordu ve gözlerinin altındaki morluklar birkaç gündür uyumadığını gösteriyordu. Kapıyı açtığında ilk sözleri “ Ne istiyorsun?” oldu. Bir anda arkadan bir bebeğin ağlama sesi geldi. Kadın sonra gelmemi söyledi ve kapıyı yüzüme kapattı. Evime dönmeye karar verdim. Belli ki müsait değildi. Arkamdan kapıyı çektim. Sandalyeme oturdum ve kedimin değişik hareketler yapmaya başladığını fark ettim. Saat geç oluyordu ve bütün gün taşınmaktan yorulmuştum o yüzden yatmaya karar verdim.
Sonraki gün kalktığımda komşumla gerçekten tanışmaya karar verdim. Kapısını çaldım, bu sefer düzgün giyimli ve bakımlı bir kadın kapıyı açtı. Gözlerime inanamadım, dün gördüğüm kadından eser kalmamıştı. Bir an ne diyeceğimi bilemedim ve kadına bakakaldım. Garip bir şekilde “Ne için gelmiştiniz?” diye sordu. Ona yeni komşusu olduğumu söyledim. “İçeriye buyurun, bir kahve ısmarlayayım.” dedi. Evde işlerim vardı ama ayıp olmasın diye istemeye istemeye içeri geçtim. Kadının birkaç aylık bir kızı vardı, kocası uzun iş gezilerine gidiyordu ve birkaç hafta gelmiyordu, kızına kendisi bakmaya alıştığını ve zaten bakıcı tutmaya parasının yetmeyeceğini söyledi. Bu şehre yeni geldiğimden işim yoktu ve bütün gün evde oturuyordum. İsterse arada sırada ben bakabilirim dedim. Düşüneceğini söyledi ve çıkması gerektiğini söyleyerek dışarı fırladı. Evde yalnızdım ve belki de çıkmam gerektiğini düşündüm. Bir anda yüksek sesli bir bebek ağlaması duydum. Ne yapacağımı bilemedim, hayatımda hiç bebek bakmamıştım. Ağlamayı bırakması umuduyla gidip bebeği kucağıma aldım ve sallamaya başladım. Bebek sustu ve uyumaya devam etti. Akşam komşum geri geldiğinde bana teşekkür etti ve az bir miktar para bıraktı bana. Yarın gelip gelemeyeceğimi sordu. Beklemediğim bir anda sorulduğu için bir an olur dedim. Belki bu yolla biraz para kazanırdım. Bu birkaç hafta devam etti. Hafta içleri gelip komşum gelene kadar bebeğine bakıyordum. Beş veya altıncı haftada bebeğin babasını ilk kez gördüm. Adam kadına hiç benzemiyordu. Soğuktu ve hiç arkadaş canlısı değildi. Bir gün eve geldiğinde bebek uyumuştu ve ben oturmuş yeni kitabımı okuyordum. Adam acelesi varmışçasına hızlıca içeriye geçti ve hazırlanmaya başladı. Başka bir iş gezisine gittiğini düşündüm bir şey demedim. Birkaç dakika sonra adam çıktı ve ben kitabımı okumaya devam ettim. İki saat sonra kadın geldi bana paramı verip teşekkür etti. İçeri geçip bebeğe bakmaya gitti. Stresli bir şekilde “bebeğim nerede?!” diye bağırmaya başladı. Ne diyeceğimi bilemedim. Bebeği babası gelmeden önce uyutmuştum. Sonra benim suçummuş gibi bana bağırmaya başladı. Kovuldun diye bağırdı sonra ne yapacağımı bilemedim, evime geçtim.
Bu olanlardan sonra uzun süre konuşmadık. Yaklaşık iki ay sonra, kedim küs olduğum komşumuzun kapısına doğru koştu ve gözden kayboldu. Kapı açıldı, içeriden tuhaf bir koku geliyordu. Yavaşça içeriye girdim ve kokuyu takip etmeye başladım. Bütün kaloriferler açıktı ve ev çok sıcaktı. Kokunun ne olduğunu çözememiştim. Başta yemek kokusu olduğunu düşünüyordum ama mutfaktan gelmiyordu. Biraz daha ilerledim. Salona ulaştığımda bu koku iyice yoğunlaşmıştı. Korkudan girmek istemedim. Salon kapısını açmadan kadına seslenmeyi denedim. Kalp atışlarımı hissedebiliyordum. Kapıyı araladım ve bir de ne göreyim. Yerde kanlar içinde yatan bir ceset vardı. Hemen polisi aradım. Elim kolum tutmuyordu apartmandan çıktım ve uzaklaştım. Polisin geldiğini görünce hemen neler olduğunu sordum ama bana hiçbir şey söylemiyorlardı. Birkaç gün sonra gazetede intihar haberini gördüm, kanım donmuştu. Çok neşeli bir kadındı niye intihar etsin ki dedim kendi kendime. Belli ki problemler yaşıyordu deyip peşini bıraktım. Ama hala içimden bir ses bunun intihar değil de cinayet olduğunu söylüyor. Sanırım hiç bilemeyeceğiz.

(Visited 17 times, 1 visits today)