Tarih boyunca sanat büyümüş, gelişmiş ve günümüzde birçok sektörün genel adı haline gelmiştir. Yani sanat tarihteki büyümesi sırasında pek çok dala ayrılmış ve bu dalların büyüyerek birer sektör haline gelmesi sonucu bu sektörlerin genel adı haline gelmiştir. Tabi bu büyümede en büyük rol insanlara aittir ve sanat bu günlere insanların sanata olan ilgi ve alakasındaki artış sayesinde gelebilmiştir. Bu ilgi artışının sebebi ise tabi ki sanat eserlerine ve tabi ki sanat eserlerinin sahiplerine ulaşmanın zamanla kolaylaşmasıdır. Fakat bu durum günümüzde sanatı olumsuz etkileyebilmektedir.
Öncelikle sanat eserlerine kolayca ulaşabilmemiz, bizim doyumsuzluk duygumuzu tetikler ve bu nedenle hep daha fazlasını görmeyi, duymayı, okumayı isteriz. Bu her ne kadar kulağa harika gelse de aslında sanatçılar ve eserleri açısından felaket bir durumdur. Çünkü seri tüketim yanında seri üretim ihtiyacını getirir ve seri üretim ise ortaya çıkan ürünlerin kalite ortalamasını düşmesine yol açabilir. Bu kalite düşüşü ise pek çok insanın o sanat dalından nefret etmesine sebep olup o sektörden para kazanan herkesi maddi anlamda zora sokabilir.
Mesela bazı önyargılı insanlar bir sanat dalını gördükleri ilk örneğe göre yargılayabilirler ve eğer o örnek bahsettiğimiz seri üretim kurbanı ürünlerden biriyse o kişi bir daha o sanat dalındın yüzüne bakmadığı gibi bunu herkese abartılı bir şekilde yayabilir ve hatta bu nedenle bir daha hiç kimse o sanat dalının yüzüne bakmayabilir. Ve böylece o sanat dalı insanların ilgisini kaybettiği için belki de gelecekte tükenecek ve onu devam ettiren olmadığı için unutulup gidecek.
Öte yandan bazı kalitesiz işler ise öyle seviyelere geldi ki, günümüzde sanatın sektörleşmiş dallarından olan sinema ve diziler insanların psikoloji ve ruh hallerini değiştirebilecek kadar güçlenmiştir. Bu sektörde yapılan pek çok kalitesiz içerik vardır. Mesela kendilerini “komedi” başlığı altında filim olarak gören o sadece zaman israfından ibaret olan şeyler; insanları küfür, argo ve tokat ile güldürebileceğini düşünüyor ve inanın veya inanmayın o küfür eden, durup dururken karşısındakine tokat atan ve birazcık da insana benzeyen o varlıkları örnek alabiliyorlar. Bu filmlerin var olma sebebi ise bazı insanların “Haydi iki haftada komedi filmi yapıp gişelerden parayı götürelim.” diye düşünüp gerçekten de düşündükleri gibi paraya para demiyor. Ve kazandığı paraları da tahmin edebileceğiniz gibi yine aynı kafadaki projelere harcıyorlar.
Ancak bu durumun çözümü son derece basit bir çözümü de vardır. Böyle seviyesiz filmler, diziler veya herhangi bir sanat eseri olduğunu iddia eden yapıta onu görmezden gelerek hak ettiği şeyi vermek, hatta daha anlamlı ve faydalı eserlere ilgi göstermek bunun en kolay çözümüdür.