Bir varmış bir yokmuş çok iyi bir adam varmış.Ama çok fakirmiş.Bir de aç gözlü bir adam varmış. Aç gözlü olan adam çok zenginmiş. İhtiyacı olmadığı halde hırsızlık yapmış ve hapise girmiş. İyi kalpli adam, aç gözlü adamın kurtulması için bir şeyler yapmaya karar vermiş fakat bu kararı verirken aç gözlü adamın kötü niyetli olduğunu bilmiyormuş. Tüm parasını kefalet olarak vererek hapishaneden kurtarmış fakat aç gözlü adam ona hiç teşekkür etmemiş. İyi kalpli adam çok şaşırmış. Adam demiş ki “İnsan bir teşekkür eder” demiş. “Ben oraya tüm paramı verdim sen nasıl bana teşekkür etmezsin” demiş. Aç gözlü adam ise “sen yapman gerekeni yaptın neden teşekkür edeyim?” demiş. İyi kalpli adam demiş ki “doğru diyorsun fakat bütün param bu idi şu an hiçbir şeyim yok” demiş.
Aç gözlü adam ertesi gün karşılıklı yemek yemeyi teklif etmiş. Ertesi gün aç gözlü adam lokantaya ilk önce varmış, adamı beklemeden bütün yemekleri yemiş. İyi kalpli adam geldiğinde ise duruma çok şaşırmış. “Sen ne yaptın böyle! Hepsini bitirmişsin” demiş. Keşke gelmeseydim, beni hayal kırıklığına uğrattın. Aç gözlü adam, kahkahalar ile gülmüş, “Dostum bu sana ders olsun, bir kere hata yapman yanlışlık olabilir, ikinci kez hata yapman ise aptallık doğrusu. Bundan sonra hayatında çok daha başarılı olacağından eminim” demiş. Bizim iyi adam kendisine çok kızmış ve mekanı hemen terk etmiş.
Ertesi gün gazeteleri okuduğunda aç gözlü adamın hastaneye kaldırıldığını öğrenmiş. Meğer yemek yedikleri lokantanın sahibi de aç gözlülüğünün esiri olmuş ve yemeklerde taze gıda maddeleri kullanmamış. O gün kim orada yedi ise hepsi hastalanmış ve hastaneye kaldırılmış.
Günler geçtikten sonra iyi kalpli adamı aç gözlü adam aramış. Sen haklıydın ben çok kötülük ettim sana. Seninle karşılaştıktan sonra başıma gelmeyen kalmadı. Anladım ki aç gözlü olarak hiçbir zaman mutluluğu yakalayamayacağım ve hiçbir zaman elde ettiklerim yeterli gelmeyecek. En önemli olanın şu olduğunu anladım: “Görünüşe göre hüküm vermemem” lazım. Anladım ki “zengin bir kalp, ucuz bir ceketin altında olabilir.”