Her gün yapmamız gereken işler, almamız gereken sorumluluklar var. Bunları tüm ciddiyetimizle yapıp işimizde en iyisi olmayı çok istiyoruz. Şakalara yer verilmeden, saf düşüncelerimizden sadece filtrelenmiş olanları seçip belli bir sonuç çıkarıyoruz ortaya. Örneğin okulda, arkadaşlarımızdan biri sunumunda Instagram’dan bir metafor kullandıysa güleriz ona. İster iyi amaçlı ister kötü amaçlı. Böyle planlandık çünkü, robot gibi bir surat ifadesi takınıp programlanmış cümleleri ardı ardına sıralayacağız.
“Matematik en önemli derstir, erkekler futbolda kızlar voleybolda iyidir…”
Burada bu argümanları tartışmak da argümanları çürütmek için yararlı bir yöntem değildir. Polyannalar olduğumuz için sadece kendi düşüncemizi bangır bangır haykırıp diğer tüm hipotezlere lay lay lom gülüyoruz çünkü. Peki biz neyi yanlış yapıyoruz, neden bir türlü kendimizi ifade edemiyoruz? Bunun sebebi kendimizi anlatma yöntemimiz. Bunun sebebi “absürdizm” metodunu küçümsüyor olmamız.
Takım elbiseleri giyinip en saçma konuları tartışan “insanlar”, en önemli konuları saçmalıklara vurgu yaparak tartışan insanları beğenmiyor. Yani absürdizmi. Öncelikle kuşak farkına değineceğim. Kendi gözlemlerim üzerine Y kuşağı genel olarak Z kuşağının kendilerini ifade etme biçimlerini kötülemekte. Örneğin ben açık artırmalalia ilgili bir şiir yazabilirim, ardında da açgözlülük ve hep daha fazlasını istemekle ilgili bir anlam olabilir. Peki ben bu fikrimi açık artırmalar üzerinden örneklendirerek absürtlük kullandığım için yanlış mı oldum? Tam aksine. Bazıları da samanlıkta iğne ararmış gibi sadece belli bir anlamı çıkarmayı çalışır absürtlerden. Ama absürt basittir. Absürt absürttür, neyse nedir.
Bunun yanında kuşakların perspektifinden de elbet bakılması gerekiyor. Y kuşağı daha düşük global yalnızlık, depresyon ve psikolojik travmalar yaşamışken Z kuşağında bunlar büyük oranda arttı. Ayrıca modern çocukların -yani bizim- şansına dikkat bozukluğu diye bir bozukluk çıktı. İlgi çekici videoları hızlı hızlı geçiyor, aldığımız dopamini de vücuda alıştırıyoruz. Bunun sonucunda düşünmeyi gerektiren eylemler sıkıcı geliyor, abrakadabra yapınca cevabı görmek istiyoruz. Kısaca Z kuşağı kendini ve duygularını keşfetmekte çok gelişemedi. Kendimizi kelimelerle ifade edemediysek neyle ifade ettik? Şarkılarla, şiirlerle, güzel sanatlarla, hikayelerle, argolarla yani dolaylı yollarda ifade ettik. Kimi zaman Lady Gaga ile güldük kimi zaman animelerle ağladık. Ama robot değildik ve bizi mental olarak iyi hissettiren şekilde duygularımızı dışarı vurduk. Saçmaydı evet, olması gerektiği gibi, ama herkesin iletişim şekli kendinedir.
Denen o ki saçmalığın daniskası aslında korkup kaçmamız gereken bir canavar değil, mizahın iletişimle basit bir harmanıdır. Kafa karıştırıcı değil mi? Aslında çok basit. Mesela absürt bir yazı okuduğunuzda ana fikre ulaşmanız için pek çok kavram görürsünüz ve sonuç paragrafına ulaşana kadar alakaları olmadığını düşünebilirsiniz. Açık artırmalarla Instagram’ın, animelerle Lady Gaga’nın ve aklınıza gelebilecek herhangi rastgele iki şeyin arasındaki bağdır absürdizm. Peki şöyle bir baktığımızda, az önce ne okudunuz?