Denizde Yolculuk

Geçen yaz tatilinde babaannem ve dedemin yaşadığı Çıralı’ ya gitmiştim. Her gün kıyıdan denizi izlerken geçen tekneleri ve gemileri görüyor keşke bunlardan birine atlasam diyordum. Annem benim bu uzun uzun bakışlarımı fark etmiş olmalı ki tekne gezintisine ne dersin diye sordu. Sevinçten ne yapacağımı şaşırmıştım.
Sabahı zor ettim ve herkesten önce koşarak tekneye atladım, bizimkiler gelmeden neredeyse hareket ediyordu ki kaptan uyarım üzerine durdu. Benim ne zaman tekneye bindiğimi anlamamıştı. Yola çıktı, kaptan turu sekiz saat süreceğini söyledi ve gezeceğimiz yerlerden bahsetti.
ilk koy güzeldi tekneden atladık yüzdük ancak ikinci koya gelince bizi bir sürpriz bekliyordu. CAFER bir deniz kaplumbağası hemen denize atladım herkes Cafer’ den çekinirken ben hemen yanına yüzdüm. Tekneden babam yiyecek attı onu besledim, bir anda arkadaş olmuştuk. Uzun süre oynadım onunla.  Hikayesini de öğrendim diğer carettalar göç ettiğinde Cafer hastaymış gidememiş iyileşince denize bırakmışlar ama gitmemiş gene de. Sonradan göç ettiğinde onu göremeyenler adeta çıldırmış.
Bir bir koyları geziyor bazen teknenin üstünden atlıyor mağaraların içine yüzüyorduk. O bölgedeki tüm koyları gezdik.
Akşam eve geldiğimizde aklımda kalan en güzel anı Cafer di. Sonraki birkaç gün bir gezi daha yapmak için çok ısrar ettim; buna dayanamayan halam bir daha tekne gezisine çıkardı beni. Caferi yeniden görmek güzeldi ama bu sefer yanına bir caretta caretta daha gelmişti onun adını da ben koydum TATLI YÜZGEÇ.