O gün hem yağmur yağıyordu hem de güneş vardı. Aklımdan tek geçen gökkuşağının altından geçmekti. Bunu yapmak için önümde sadece iki engel vardı: güvenlikler ve bir çit… Yıllardır böyleydi ama yıllardır tek hayalim gökkuşağının altından geçmekti. Orası benim için bir engel değildi ama ben küçük, onlar dev gibiydi. Deve ile cüce gibiydik.
Çok üzücü ama ben kimsesiz bir çocuğum. Yani öyle sayılırım ben ve üç kardeşim birlikte kalmıştık. Diğer kardeşlerim bütün umutlarını yitirmişti. Ama ben asla! Ailelerimiz bize bir bakıcı tutmuştu ben çok ama çok mutlu olmuştum ama kardeşlerimin bu kadar mutlu olduğunu düşünmüyorum. Dört gün geçti ve bakıcımız geldi çok mutluydum çok heyecanlıydım. Bakıcımız artık bizim annemiz gibiydi. Onu çok sevmiştim, her şeyimi paylaşıyordum onunla, en sonunda en büyük hayalim olan gökkuşağının altından geçmeyi düşündüm ve anlattım. O bu fikri çok beğenmişti ama şöyle bir sorun vardı ailem on beş dakikaya burdaydı, biz düşünene kadar gelmişlerdi, hayalimi hiçbir zaman başaramadım ve o hayal bitti bakıcımız da gitti…