Bana Bir Dünya Çiz

Dünya kimsenin istediği gibi bir yer değil,aynı hamur herkesin aklında farklı şekillenmiş. Kimisine göre acımasız iken kimisine göre her şey olması gerektiği gibi, mükemmel (!) bir peri masalı. Ancak kalemi bana verip “Bana güzel bir dünya çiz.” deseniz size 4 mevsimi çizerdim. Kelebek kanatlarının ve karmanın ahenk içinde hüküm sürdüğü bir dünya..İşte dünya o zaman çok daha güzel olurdu.

Benim dünyamda üstünlük kurma gayesinde bulunan insanlar olmazdı mesela. Herkesin birbiriyle eşit ve bir o kadar da farklı olduğu, bunları kabul edip saygı duyduğu bir yer olurdu. Kimse kimseyi olmak istediği kişi için yargılamaz, aşağılamaz öyle bir algısı bile olmazdı. Normalde 4 mevsim çizilirken genellikle 4 parçaya bölünür ancak benim dünya resmimde o hatlar bulanık olurdu.Çünkü hiçbir şeyin kalın hatlarla ayrılmadığı bir dünyayı betimlerdi resmim.İnsanlık tüm kötü eleştiri ve ön yargılarından soyunmuş olurdu. İşte dünya o zaman çok daha güzel olurdu.

Acıların ve kalp kırıklarının insanların doğasını bozmadığı kareler eklerdim dünya çizimime. Kimsenin kalbinin taşa dönüşmediği, yağmur altında ağlayıp hüznünü yüzüne damlayan yağmur suyuyla durulamak zorunda kalmadığı mesela. Ruhlarının ve akılların deneyimli ancak ilk günkü gibi saf kalarak son nefeslerini verdikleri kareler. Çünkü Nebi Yıldız’ın da dediği gibi:”Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki; iyi olmak zor, iyi kalmak çok zor, iyi ölmek neredeyse imkansız…” Aldatan, aldatılan çiftler yerine ruh eşini bulmuş veya bulmaya doğru adım atan umut dolu yüreklerin yaşadığı bir yer olurdu. Şairlerin hüznünü geçici, yazarların kalemini kibar ve muhabirlerin mikrofonlarını doğru kılacak bir yer…İşte dünya o zaman çok daha güzel olurdu.

4 mevsimin ortasında bir daire olacak, o dairenin içinde adalet simgesi olacak ve o daireden çıkan kollar 4 mevsimi birbirine bağlayacak. Çünkü adaletin olmadığı bir dünya karalanmış bir harita gibidir, nereye gittiği bilinmez. Çizimin en alt kısmında dürüstlükten oluşmuş ve adalete bağlanan kalın kökler olacak. Yalanların insanları manipüle edebileceği sokaklar olmayacak benim çizdiğim dünyada. Aklın karanlık köşelerinde yaratılmış, insanların takıp kurnazlık yapmalarını sağlayacak maskeler olmayacak.İşte dünya o zaman çok daha  güzel olurdu.

Farklı düşünceler ayrılıklara sebep olmayacak, siyasal, sosyal ve diğer alanlar hakkında olan hiç bir düşünceye kısık ve sorgulayan gözlerle bakılmayacak. Hiçbir kadın sokağa korkarak adım atmayacak, hiçbir erkek aynı kalıba konulmayacak. Hiçbir aşk “yasak” olmayacak ve herkes istediği kız, erkek veya diğer cinsiyetteki kişiden hoşlanması, kulaklara girip ağızlardan ayıp diye çıkmasın. Cinsiyet ayrımcılığı veya eşitliği asıl amacı dışında çarptırılıp açığa sunulmasın benim dünyamda.İşte dünya o zaman çok  daha güzel olurdu.

Kalemi bırakıp resmi göstersem kim istemez böyle bir dünya? Veya belki tüm bunları yırtıp atıp kenara koyarım ve derim ki, insanların duvarlarını yıkıp  parlayan gözlerle yanındakilere bakmaya başladığı bir gün gelecek…İşte dünya o zaman çok daha güzel olurdu.

(Visited 144 times, 1 visits today)