Ben bir mucitim. En çok icat etmek istediğim şey Güneş’e gidecek bir araç. Bu çok ama çok zor bir şey. İmkansız denebilir. Eğer bunu yapabilirsem imkansızı başarmış olurum. Dünyaya ben de katkıda bulunmuş olurum. Güneş’e gidecek bir araç yapmak istiyorsam, yeni bir madde yapmam gerekir. Çünkü Dünya’da o kadar sağlam bir madde bulunamamış. Bu maddeyi Dünya’da tek bir şekilde mi bulacağım, yoksa bazı elementleri birleştirerek mi bulacağım? Aklımda bir çok soru var. Eğer Güneş’e gidebilecek bir araba yapmak istiyorsam bu soruların hepsini cevaplamam gerekiyor. Bu soruların cevabını nereden bulacağım? Kitapları araştırmam, bilim insanlarına sormam ve başka bir çok şey yapmam gerekiyor. Hepsini yaptım. Ama hiçbir şey bulamadım. Sonra aklıma deney yapmak geldi. Çeşitli deneyler yaptım. Galiba bir çözüm bulmuştum. Bulduğum çözüm çok ama çok sert ve dayanıklı bir maddeydi. Bu maddeyi 12 elementi karıştırarak yapmıştım. Yaptığım maddeyi bir uzay kontrol kurumuna verdim. Onlardan bu maddeyi Güneş’in çok yakınına ışık hızında fırlatmalarını istedim. Onlar da bunu onayladılar ve uzaya fırlattılar. Çok heyecanlıydım. Ama bir sorun vardı. O maddeyi uzaydan nasıl geri getirecektim? Aklıma bir fikir geldi. Bu maddenin içerisinde bolca miktarda demir vardı. Bu yüzden onu bir mıknatıs çekebilirdi. Uzaya bir dev bir mıknatıs gönderip, o maddeyi geri çekebilirdik. Bu fikrimi uyguladık. Madde geri gelmişti. Maddede hiçbir hasar oluşmamıştı. Fabrikadan o maddeyi kullanarak bir uzay aracı yapmasını istedim. Benim bu isteğimi fabrika yerine getirdi. O araçla bir deneme uçuşu yapıldı. Deneme uçuşu gerçekleştirildiğinde hiç kimsenin zarar görmemesi için deneme uçuşunu bir maymun yapmıştı. Maymun canlı olarak dünyaya dönmüştü. Uçuş başarıyla gerçekleştirilmişti. Bu araç seri üretime geçti. İmkansızı başarmıştım!
İmkansızı Başarmak
(Visited 73 times, 1 visits today)