Hayallerimiz

Sıradan bir yaz günüydü. Her zamanki gibi arkadaşlarımla buluşmuştum. Birlikte ilk olarak marketten atıştırmalık bişeyler almıştık ve hep birlikte sürekli oturduğumuz çardağa gitmiştik. Yiyeceğimiz şeyleri açtık kolalarımızı bardaklara doldurduk ve sürekli yanımızda taşıdığımız küçük hoparlörden en sevdiğimiz şarkıcının yeni çıkardığı şarkısını dinlemeye başladık. Genel olarak yazın yapmayı em çok sevdiğim aktivite buydu. En yakın arkadaşlarımda küçük samimi bir mekanda şarkı dinleyip muhabbet etmek. Beni çok rahatlatıp her şeyden uzaklaştırıyordu. Günün o saatlerinde huzurlu bir şekilde dünyanın geri kalanında yaşanan şeyleri unutup sadece eğleniyordum. Benim için çok değerli bir vakitti kısacası asla ama asla bırakmak istemediğim bir ortamdı. Zaten hepimizin ilerdeki hayali de aynı şehirde üniversitelere gidip genel olarak hiç kopmamaktı. İlk başta bunuN gerçekten olabileceğini düşündük çünkü çoğumuzun zaten en az 6 yolluk arkadaşlık ilişkisi vardı . Küçüklüğümüzden beri birlikteydik zaten. Bu yüzden ayrılma olasılığımızı hiç hesaba katmıyorduk. Ama bazen hayatta her şey istediğimiz ya da umduğumuz gibi gerçekleşmez. Biz daha bunun farkında değildik.
Şarkıyı açtıktan sonra bi telefon geldi ve telefonu arkadaşlarımdan biri açmıştı. Çok mutlu bi şekilde açtığı telefonda bir iki saniye sonra yüz ifadesi değişti. Şoka girmişti ve telefonu kapatmasına rağmen konuşamadı bizimle. Tabii ki biz de gerilmiştik ve merakla soruyorduk arkadaşımıza ne olup ne bittiğini. Fakat bize cevap vermesi çok uzun sürdü. Cevap verebilecek kadar kendine geldiğinde duyduklarıma inanamamıştım. Bize ailesinin trafik kazası geçirdiğini ve hastaneye kaldırıldıklarını durumlarının ağır olduğunu ve oraya gitmemiz gerektiğini söyledi. Hepimiz ağar topar kalkıp hastaneye gitmiştik. Fakat gittiğimizde çok geçti kardeşi ve annesi olay yerinde kurtulamamıştı babası ise hastaneye yetişememişti.
Olayın üstünden 1 buçuk hafta geçtikten sonra bu arkadaşımızın yaşadığı şehirde hiçbir akrabası olmadığından İstanbul’daki amcasının yanına gitmek zorunda kaldı. Birlikte hayalini kurduğumuz hayattan biri eksilmişti. Bu olaydan sonra artık hiçbirimiz çok gazla görüşmemeye başladık. Sanki bizi bir arada tutan bir bağ varmışta o bağı zorla koparmışlar gibiydi. Bu durum beni ne kadar üzse ve derinden etkilese de elimden gelem yapabileceğim hiçbir şey yoktu.
Aradan 2 yıl geçti. Bu süre zarfında ne kadar tamamen bağımız kopmasa da hala arda sırda konuşuyor olsakta hiçbir şey eskisi gibi değildi. Üniversite donanıma girdikten sonra hepimiz buluşup yapacağımız tercihleri ve gitmek istediğimiz üniversiteleri, hayatımıza nasıl yön vermek istediğimizi konuştuk. Ve fark ettim ki 2 yıl içinde hepimizin fikirleri, amaçları, düşünceleri ve kişilikleri o kadar değişmişti ki hiçbirimiz eskisi gibi birlikte olmak gibi düşüncelere sahip değildik.
En sonunda hepimizin gittiği şehirler, üniversiteler farkıydı hatta farklı ülkelere gidenler bile olmuştu.
Sonuç olarak her zaman işler planladığımız gibi gerçekleşmez. Ne kadar iyi hayatımız olursa olsun bu şekilde devam etme gibi bir garantisi yoktur. Bazen bişeyleri değiştirmek ve eski haline döndürmek için çok geçtir. Hayat çok uzun bir yolculuktur ve yolda nasıl engeller çıkacağına biz karar veremeyiz.   

(Visited 41 times, 1 visits today)