Dün, biraz dinlenmek için parktaki ağacın altına oturdum. Aklımda bir sürü şey vardı ve bunları sakin bir şekilde düşünmem gerekiyordu fakat yapılacak onca şeyin arasında bir türlü kendimi dinlemeye vakit ayıramamıştım. Zamanın nasıl geçtiğini anlamamışım. Saate baktığımda yaklaşık iki saattir orada oturmuş parktaki çocukları izliyor olduğumu fark ettim. Geç kalmış olduğum okulum pek de umrumda değildi. Çünkü o an bir çok şey kafamda daha iyi şekilde oturmuştu. Peki o an ne mi düşünmüştüm? Şu sıralar okulum yüzünden çok yorulmuştum. Ödevlerim, sınavlarım, arkadaşlarım, özel hayatım derken kendime vakit ayıramaz, kafamı toparlayacak zaman bile bulamaz olmuştum. Ve pes etmeyi bile düşündüm. Ders çalışmayı bırakmayı; sınavları, insanları umursamadan yaşamayı istedim bir an. Tabiki hayatımın gidişatını kafamın dağınık olduğu bu anda, düşündüğüm bu şeylerle değiştiremezdim. O an bunları yaparak mutlu olacağımı düşünmüştüm belki, ama bu şekilde mutlu olamazdım. Çünkü her şeyi bırakmak beni ne mutlu edebilir ne de başarıya ulaştırabilirdi. Sadece rahatlamış olmanın verdiği kısa süreli mutluluğa sebep olabilirdi.
Tam o sırada çocuk parkından yükselen çığlıkla kendime geldim ve düşünmeye devam ettim. Düşüncelerimin bu bölümü benim için çok daha anlamlıydı. Zor ama beni gerçek ve kalıcı başarıya ulaştıracak yolu bırakıp, beni sadece kısa süreli mutlu edecek bir yola devam edemezdim. Bu hayatta çaba sarf etmeden, kolay yoldan kazanabileceğim bir başarının olmadığını; eğer olursa da bu başarının haksız ve geçici bir başarı olduğunu hatırlattım kendime. Geleceğimi düşündüm. Çalışarak başarabileceklerimi, kariyerimi, ailemi… Bunların beni ne kadar mutlu edebileceği, çalışarak başarıya ulaşmanın vereceği gururu ve gelmiş olacağım yeri ne kadar hak etmiş olacağımın düşüncesi beni az önce düşünmüş olduğum şeylerin çok saçma olduğuna ikna etti. Hak edilmiş bir başarıdan daha çok gurur veren ne olabilirdi ki?
Hayatımda dönem dönem virajlı yolların karşıma çıkabileceğini biliyorum. Gökyüzüm her zaman güneşli olmayacak. Bazen yağmur yağacak ama bu yağmurların sonunda açan güneş ve çıkan gökkuşağı bana umut olacak. Evet; belki beni yoracak ama bu düşüncelerin beni tekrar esir almasına izin vermeyeceğim. Çünkü bir daha umutsuzluğa kapılırsam aklıma bunları getireceğim. Beni mutlu eden ve huzur veren birçok şeyi çabasız, emeksiz elde edemeyeceğimi, başarıya ulaşma yolunun kısa ve kolay olmadığını öğrendim. Sahip olacağım başarının bedelini ödemek istiyorum. Hemen istediğim şeye ulaşmak değil, kendi hakkımla kazandığım başarının verdiği mutluluğu, gururu yaşamak istiyorum. Çaba sarf etmeden kalıcı başarıya ulaşamam. Çünkü “Gitmeye değer yerlerin kestirmesi yoktur.”