Yaşadığımız dönemde çeşitli sebeplerden dolayı sevmediğimiz meslekleri yapmak zorunda kalabiliyoruz. Aile baskısı, kazanç kaygısı gibi sebepler istediğimiz mesleği seçmememizin en önemli faktörleri arasında. Peki böyle kaygılar olmasaydı, herkes hobileri ya da istekleri doğrultusunda meslek seçimi yapsaydı. Çevremizde ne gibi değişiklikler olurdu?
Öncelikle kimse kimseyi parasal durumlardan dolayı ezmezdi. Maddi farklıklar ortaya çıkmazdı. Sırf giyimleri yüzünden insanlar değer görmezdi. İnilen arabalar son model diye ya da valeye saatlik bilmem kaç kişinin karnını doyuracak para veriliyor diye insanlar yüceltilmezdi. Para uğruna savaşlar çıkmazdı.
Etrafımızdaki insanlar evden biriyle ya da arkadaşıyla kavga edince işlerini yaparken kafalarını dağıtabilir, başkaları yüzünden seçilen o işe duygusal düşüncelerini katarak ellerine yüzlerine bulaştırmayabilirlerdi. Severek yapılan o iş bizim tüm çevremize mutluluk saçmamıza yol açabilirdi. Çünkü sevdiğimiz şeyleri özenle yapardık, güzelleştirirdik ve aldığımız sonuç bizi mutlu ederdi. Mutluluk ise bulaşıcıydı bir gülümseme bile karşımızdakine mutluluğumuzu bulaştırmaya yeterdi bazen. Yeter ki gün içinde bizi mutlu edecek şeyler uğruna uğraş verelim.
Bazı hatalar insanları gününün stresli geçmesine hatta her gününün stresli geçmesine sürüklüyordu. İnsan istediği mesleği değil de sırf kazancı yüksek diye başka bir mesleği seçiyordu bunun temel nedeni ise onlardan değil ülkenin geldiği halden kaynaklanıyordu. Ülkenin bu durumu herkesi para kaygısına sokuyor, bu kaygı büyüdükçe mutsuzluklar ve istenmeyen mesleklerinin seçimi gibi sorunlar ortaya çıkıyordu. Fakat bu sorun ancak insanların istediği mesleği seçmesi ile çözülürdü. Kimisi şarkıcı olmak istiyordu ama aç kalmaktan korkuyordu, oysa bir insan hobileri doğrultusunda seçtiği hangi meslekte olursa olsun çok çalıştığı sürece ekmeğini de kazanır, mutlu da olurdu. Yeter ki yaptığı mesleği alın teri ve sevgi ile yapsındı.
Herkesin meslek seçimi hobileri doğrultusunda yapılsaydı tabii ki mutsuz insan olurdu. Fakat bunun nedeni işi yüzünden olmazdı. Hatta onu mutsuz eden şeyler işi sayesinde mutlu edebilirdi. Bu nedenle meslek seçimi çok önemlidir, insan bir işi aşkla, sevgiyle, emekle yapmıyorsa o iş sadece paradır onun gözünde. Fakat iş, meslek sadece para değil emektir, zevktir, hobidir, mutluluktur, yardımlaşmadır. Hayallerimiz doğrultusunda bir mesleğe sırtımızı dayadıysak ve onun için tüm gücümüzle çalışıyorsak bizim emeğimizin karşılığı en güzel şekilde verilirdi. Fakat buradaki karşılıktan kastettiğim şey para değildi. Elbette kazancımızı çalıştığımıza göre alırdık ama en güzel emek karşılığı mutluluktu çünkü para mutluluğu satın alamazdı.
Hayallerimiz uğruna bir takım şeyleri göze almalıydık. Biz almazsak, birileri farkındalık yaratmazsa mutsuz ve işini önemsemeyerek yapan bireyler oluşacaktı. Düştükçe kalkmalı ve daha hızlı koşmalı yani daha çok çalışmalıydık isteklerimiz uğruna. İnanmalı ve çevremizdekilere bizi mutlu edecek seçimin o hayal olduğunu inandırmalıydık. Sevdiklerimizden cesaret almalı hayallerimiz uğruna kaybetmeyi bile göze almalıydık. Ama yine de hayallerimiz uğruna savaş verirken bu sözü asla unutmamalıydık “Peşinden gidecek cesaretimiz varsa, tüm hayaller gerçek olurdu.”(Che Guevara) çünkü “Peşinden koştuğumuz hayaller, bir gün mutlaka yorulacaktı.” (Paul Auster)