Neslimizin kitap okumaya karşı ilgisizliğini öncelikle eğitim sisteminin bize getirdiği sınırlamalarla bağdaştıracağım. Bu sınırlamalar hayal gücümüze duvarlar inşa ederek bizim olaylara karşı bakış açımızı genişletemememize sebep oluyor. Bu nedenle kitapların bizlere sunduğu yeni dünyalarda koca bir kumsaldaki küçük bir kum tanesi misali kaybolup gidiyoruz. Okuduğumuzu anlamama anladığımızı anlatamama girdabına kapılıp giderken karşımıza somut karakterler çıkıyor. Şimdi sizlere bir soru yöneltmek istiyorum düşüncelerin yalnızca gerçekçi boyutunun önüne sunulduğu bir ülkede sizce de neslin kitaplar yerine dizi veya filmleri tercih etmesi normal değil mi? Bu demek değil ki tüm bu gerekçeler neslin kitap okumasına engel, elbette değil. İyi bir okur her zaman her yerde her şartta okuyabilir ki benim tartıştığım konu bu da değil. Değinmek istediğim nokta neslin kitap okurken kafalarında oluşturamadığı, onlara anlamsız gelen satırlardaki kahramanlar insanlar (yetişkin bireyler) için sorun olmazken neden dizi veya filmlerde gördüğümüz karakterleri zihnimizde canlandırmak onları örnek almak sorun oluyor. Bence tüm bunların cevabını kitaplarda bulabiliriz. Dikkat ederseniz biz, ne yalnızca gençler ne de sadece yetişkinler HEPİMİZ.
KİTAP VE GENÇLİK
(Visited 196 times, 1 visits today)