Günlerden cumartesi idi. Dört arkadaş bir tur grubuyla her detayını konuştukları bir yolculuk için bir araya geldiler. Toplanma yerinde yolculuğa çıkmak için can atıyorlardı ki; öfkeli, olduğu yerden kızarak ”Nerede kaldı bu otobüs?” diye seslendi. Heyecanlı, bir ileri bir geri hızlı hızlı hareket ediyor, ellerine hakim olamıyor ve duygularını ifade edecek kelimeleri seçmekte zorlanıyordu. Hırslı, ”İlk iki sıra koltuğa biz oturmalıyız arkadaşlar!” diyerek, otobüs yanaştığında çantalarını ilk bagaja vermeleri için arkadaşlarını organize etmeye çalışıyordu. Mutlu ise, tüm bu karışıklıkta arkadaşlarına çok eğleneceklerini, her şeyin çok güzel olacağını anlatıyordu.
Tam o sırada tur otobüsü köşeden göründü. Hırslı, hemen otobüsün duracağı yere hamle yaparken arkadaşlarını da uyarmaktan geri kalmadı. Öfkeli, Hırslı’nın bu tavrına tepki gösterse de en önde seyahat etme fikri onu söylenmekten ileriye götürmedi. Otobüse ilk binenler Hırslı ve Öfkeli oldu. Öfkeli kaptanın arkasındaki ilk sıra koltuğu tutarken Hırslı kapı tarafındaki koltuğa oturdu. Öfkeli, “Nerede kaldı bunlar?” diye söylenirken Hırslı hedefine ulaşmanın verdiği hazla kurulduğu koltuktan otobüse binenlere gülümseyerek bakıyordu.
Herkesin otobüsteki yerini alması ile yolculuk başladı. Her gün içlerinden biri lider olacak ve lideri aralarında oynayacakları taş, kağıt, makas oyununun galibi belirleyecekti. Hırslı otobüs hareket eder etmez ”Arkadaşlar taş, kağıt, makas dedi.” Hırslı ile Mutlu, Öfkeli ile Heyecanlı aralarında oyuna başladılar. Kazananlar tekrar oynayacak ve lider belirlenecekti. Bu oyunun kazananı olmadığı gibi kaybedeni de olmadı çünkü bu Ali’nin rüyasıydı.