YORUYOR BENİ HAYAT

Kim istemez ki ailecek güzel bir kahvaltı yapıp şehri dolaşmayı. Koskoca bu şehri ayaklarının altına almayı kim istemez? Bizim bu spor faaliyetlerimiz yüzünden ne yazık ki ailecek vakit geçirmeye zamanımız kalmıyor. Şimdi sizlere Pazar günümü anlatayım dilerseniz.

Sabah saat 10.30-11.00 sularında babamın beni dürterek uyandırmasıyla Pazar gününe sebepsiz bir şekilde sinirli giriyorum. Ellerimden çekerek yüzümü yıkamam için beni tuvalete itiyor babam. Geri odama gidip yatmama izin vermeden mutfağa sürükleniyorum. Herkes ailesi ile pazar gününü yararlı bir şekilde geçirmek ister hatta birkaç aile bir gün önceden Pazar gününe ait bir planlama yaparlar. Biz ne yazık ki bu ailelerden olamıyoruz. İlla ki birimizin bir planı oluyor ve birlikte hareket edemiyoruz cumartesi günü plan yapmamıza rağmen. Bizim aile bireylerimiz iri fizikli olsa da çok sportiftir. Örneğin; annem her gün yürüyüş yapar, babam haftada bir gün voleybol ve basketbol oynar, kardeşim haftada iki gün basketbol oynar ve ben de haftada üç gün voleybola giderim.

 

Genelde son gelen ben oluyorum kahvaltı sofrasına. Babam bizden önce uyanıp fırından simit ve poğaça alıyor hali ile sofra donatılmış olunca sinirli halimden eser kalmıyor ve hayatımı yemek yemeğe adıyorum. Kahvaltı sonrası babam basketbola gidiyor o sırada kendimi özgür hissediyorum. Kafesten çıkmış kuş misali. Özgürlük süremin iki saat sonra sonuna geliyoruz ve ben kendimi masamda ders çalışırken buluyorum. Saat 15.00’ı yakaladığında okuyacağım kitabı alıp kardeşimin basketbol kursu için yola çıkıyoruz. Kardeşimin basketbol oynadığı yerde kafeterya var ve orda kitap okumak insana huzur veriyor. Okurken huzur bulduğunuz yerde okumak bence okumak istemediğiniz veya okumak isteyip rahat edemediğiniz yerde okumaktan daha iyidir. Yaptığın işten keyif alıyorsun daha ne. Kardeşimin basketbolu bir saat sürüyor yani ben de bir saat kitap okumuş oluyorum. Kardeşimin basketbolu bittikten sonra herkesi bir açlık tutuyor ve ne yemek yapacağız polemiğine giriyoruz. Genelde annem yemek yapar ama üşenince dışardan yemek yemek zorunda kalıyoruz. Ama genellikle Pazar akşamı balık yeme günümüz ilan edildiği için balık yiyoruz. Akşam yemeğimin bitmesiyle anne ve babama aynı anda vahiy iniyor ve banyo yapmamı söylüyorlar. Halbuki bu kıvırcığın bir üst türü olan kıvırcık saçlarımı taramak o kadar zor ki ne siz söyleyin ne de ben. Neyse ben bir şekilde banyo yapıyorum ve annemden saçlarımı taramasını istiyorum doğal olarak çünkü kas yaptım artık tarağı çekmeye çalışmaktan. Kollarım fazla acıyor. Annem de beni kıramayıp saçlarımı tarıyor ve mutlu son resmen. Yarının pazartesi olduğunu hatırlayıp pazartesi sendromuna girmemek için erkenden yatmaya çalışıyorum. Tabii ki kime göre neye göre erken…

(Visited 94 times, 1 visits today)