Bizi Kim Etkiliyor?

Kalıtım, ebeveynlerimiz aracılığıyla bize aktarılan fiziksel ve psikolojik özelliklerimiz olarak tanımlanabilir. Yaşadığımız çevre ise bu özelliklerimizi kullanabilmek, geliştirebilmek veya değiştirebilmek için ne ölçüde etkili acaba?

Uzun yıllar boyunca bilimin birçok alanındaki bilim adamları arasında, insan davranışları ve kişiliklerinin oluşumunda baskın olanın hangisi olduğunu anlamak için kalıtım-çevre sorunu tartışılmıştır. İnsanları şekillendiren kalıtım mı yoksa çevre midir, diye girişilen bu tartışmaların aslında henüz tam bir galibi bulunmamaktadır.

Biyolojik varlıklar arasında bilgi akışını sağlayan temel sistem genetik sistemidir. Genetik olarak ortaya çıkan bir özelliğin DNA’mız içinde uzun bir evrimsel geçmişi vardır. Bu; ebeveynlerimiz aracılığıyla aldığımız özellikleri yani genetik kodlarımızı yalnızca onlardan değil, hem onların atalarından hem de bir tür olarak bizden önce gelen türlerden aldığımız anlamına gelir. Ama bu tamamen yeterli bir açıklama değildir. Çünkü sadece aktarımı yapılan genetik kodlar ile şekilleniyorsak, değişen çevre koşullarında çıkmaza gireriz. Aynı döngü içinde aynı tip insan figürleri olarak kalırdık. Yapılan araştırmalara göre gündelik hayatta pek çok özelliğin ve davranışın yalnızca çevresel etmenler yoluyla edinildiği tespit edilmiştir. Genetik olarak ifade etmek gerekirse de; gen faaliyetleri çevreden etkilenmektedir. Örneğin; bir insanın kanında dolaşan hormonları hücreye girerek genleri harekete geçirebilir veya durdurabilirler. Kişinin kanındaki hormonların üretimi ise aldığı ışık, yaşadığı gün uzunluğu, beslenme gibi çevresel faktörlerden etkilenir. Bu durumda rahatlıkla diyebiliriz ki genler ve onların taşıdıkları kodlar bizi şekillendirmede tek başına yeterli değildir çevreyle yapılan işbirliği doğrultusunda belirleyici olmaktadır.

(Visited 212 times, 1 visits today)