Okuldan dönüyordum. Arkadaşım Naz ile sohbet ediyorduk. Süper Kahramanlar konusu açılmıştı. Her zaman ki gibi, mucizelere inanmazdım. Taaa ki o güne kadar…
Yanımıza aniden Batman indi. Bu işte bir tuhaflık vardı. Batman ne alaka? Ardından periler konusu açılmıştı. Yanımıza birdenbire Thinkerbell geldi. Hangi karakterden bahsetsek, aniden yanımıza geliveriyordu. İşte bu iş benim kafamı karıştırıyor. Çizgi film konusu açılınca Sponge Bob ve Patrick geldi. İnanabiliyor musunuz? Korkmaya başlamıştım. Buzdolabının kapağını açıyorum, içerisinden aniden Angry Bird çıkıveriyor. Vay canına diyecek hale geldim. Artık mucizelere inanmaya başladığımı hissettim. Okulda sıra arkadaşlarım olarak; bir yanımda Sponge Bob, diğer yanımda ise Patrick oturuyordu. Batman bile okul dolabımda parti veriyordu. Kiminle onu bile bilmiyorum ki..
Hepsini bir araya nasıl getirebilirdim acaba.. Düşündüm… Düşündüm… Buldum! Büyük bir kafes bulmalıydım. Onları içine nasıl sokacağımı düşünüyordum. Onları ikna etmenin yolu, onlarla iyi geçinmek olabilir. o yüzden kafes fikrinden vazgeçtim. Onları doğumgünü partime davet ettim. Odamda, giysi dolabının içerisinde uyumalarına izin verdim. Artık aramız çok iyi olmuştu, biz artık arkadaş olmuştuk. Batman mutluluktan uçmaya başlamıştı. Harika bir 8 ay geçirmiştim. Artık gitmezlerdi ki, diye düşünüyordum.. Birlikte okula, sinemaya, her yere gidiyorduk. hep bir ağızdan beni çağırıyorlardı. Daha sonra bu ses annemin sesine başlamıştı. Gözümü açtığımda, bütün bu olanların maalesef rüya olduğunu fark ettim. Meğerse, 8 ay değil 9 saatmiş… Okulda rüyamı Naz’a anlatınca Naz şok oldu. Rüya görme rekorunu kırdığım söylenebilir. Bazen bütün bu olanlar keşke gerçek olsaydı diyorum.. Ama artık mucizelere şu andan itibaren inanıyorum…