Her insan farklıdır. Bazı insanlar el becerisi gerektiren işlerde çok iyi başarılıyken Bazı insanlar sosyal beceriler gerektiren işlerde daha başarılı olabilir. Peki sizce bu durumun temel sebebi nedir?
Bazı insanlar bu farklılığın sebebinin genetik faktörler olduğunu düşünüyor. Ben ise bunun sebebinin çevremiz olduğunu düşünüyorum.
Her insanın kişiliği farklıdır. Kimisi kırmızı rengini çok severken kimisi nefret eder. Eğer kişiliğimiz genlerimiz tarafından belirlenseydi anneniz ve babanızın sevdiği her şeyi siz de seviyor olurdunuz. Fakat her ailede çocuğun sevip anne ve babanın sevmediği şeyler olabilir. Eğer kişiliğimiz genetik yapımızla alakalı olsaydı son zamanlarda çok yaygınlaşan kuşak farkı problemi hiç yaşanmamış olurdu. Çünkü bu problemin en büyük sebebi anne ev bananın çocuk ile bir konuda anlaşamamasıdır. Örneğin çocuk tatillerini bilgisayar oynamak geçirmek istiyordur fakat anne ve baba deniz kenarında bir otelde tatil yapmak istiyordur.
Genetik faktörlerin ne kadar kişiliğimizde çok büyük farklar yaratmadığını düşünsem de insanlar genelde bir konuda diğerlerine göre daha yeteneklidir ve bu o kişinin çevresini etkileyeceği için dolaylı yoldan kişiliğini de etkilemiş olur. Örneğin el becerisi çok iyi olan bir insan cerrah olabilir veya bazı şeyleri hatırlamakta çok iyi olan biri avukat olabilir. Bu durum insanların çevresini etkileyebilir. Az önce yukarıda yazdığım metin şu şekilde de olabilirdi. El becerisi çok iyi olan biri bir hırsız, Hafızası çok iyi olan biri ise kumarbaz olabilirdi.
Şimdi bu iki durumdaki insanlar için bir karşılaştırma yapalım. El becerisi iyi olanın adı Ahmet olsun. Doktor Ahmet’in çevresinde hep doktorlar var. Her hafta birinin evinde buluşup güncel olaylardan konuşuyorlar. Ahmet’in 7 yaşında bir kızı var ve kızını her hafta bu buluşmalara götürüyor. Ahmet’in kızı 5 yıl boyunca her hafta bu buluşmalara gidiyor. Bu sayede bilime merak salıyor. Ahmet’in kızı 30 yaşına geldiğinde dünyanın önde gelen bilim insanlarında biri oluyor. Şimdi sıra hırsız Ahmet’te. Bu Ahmet’in bir çocuğu yok. Fakat bir gün bir ailenin kızını zengin bir aileye satmak için kaçırıyor. Ahmet bu kızı çok seviyor. Onu satmak istemiyor. Kızına hırsızlığın nasıl yapılacağını anlatıyor. Ahmet’in kızı 30 yaşında hırsızlıktan hapiste. İşte bu çevremizin kişiliğimizi ne kadar çok etkilediğini gösteren kısa bir hikaye.
Kişiliğimizi etkileyen birçok faktör var. Bunlardan en etkili olanı çevre fakat bilinçaltımız da kişiliğimiz konusunda çok büyük bir role sahip. Bilinçaltı dediğimiz şey aslında bizi kontrol eden şey. Bilinçaltı biz daha çok küçükken oluşmaya başlar. Mesela bir çocuk anaokulunda arkadaşlarına başından geçen üzücü bir olayı anlatırken onu dinleyen arkadaşları ona gülerse bu o çocuğun üzerinde çok büyük bir etkiye sahip olabilir. Bu çocuk anaokulunda yaşadığı bu olay yüzünden yıllar sonra hayatının aşkına evlenme teklifi edemeyebilir.
Ve son olarak aile faktörü. Ailemiz beynimizin gelişim döneminde hep bizimle birlikte olurlar. Bu sebeple aile faktörü hem bilinçaltımızı etkiler hem de çevremizi. Çoğu çocuğun idolü ailesidir. Örneğin ben. Şu an bu yazıyı yazdığım odanın duvarında içinde babamın olduğu 2 metreye 1 metre boyutunda bir fotoğraf var. Sokakta yürürken size çarpıp özür bile dilemeyen birini gördüğünüzde genelde aklınıza ” Buna ailesi özür dilemeyi öğretmemiş mi ? ” düşüncesi gelir.
Ben kişiliğimizin genetik faktörler tarafından etkilendiğini düşünmüyorum. Kişiliğimizi etkileyen faktörler deyince ise aklıma çevre, bilinçaltımız ve nasıl aile faktörleri aklıma geliyor. Kendi kişiliğinizi değiştirmek sizin elinizde.