Bir varmış bir yokmuş. Çok üzgün ve mutsuz bir çocuk varmış. Bu çocuk ne yaptığını bilmiyormuş. Bilmediği gibi de araştırma zahmetine de katlanmıyormuş. Bundan dolayı hep aynı hataları yapmaya devam ediyormuş. Uyarıları dikkate almıyormuş. Bir öyküyü kurgulayıp yazmanın çok zor olmadığını, biraz kitap okuyarak, araştırarak çok kısa bir öykü yazabileceğini, yapabileceğini bildiği halde önemsemediğinden çok kötü yazıyormuş.
Bir gün üzgün üzgün eve giden bu çocuk markete uğramış. Markette süt, çikolata ve su gibi şeyler almış. Sonra kasaba gitmiş.
Kasap merak edip sormuş:
-Neden üzgünsün?
Çocuk:
– Bir şeyi yapamadım.
Kasap:
– Bir şeyden vazgeçmek, Her zaman kaybetmek anlamına gelmez. Mücadele etmelisin. Emeksiz yemek olmaz. Sen emek vermeden başarıya ulaşmak istiyorsun. Lütfen bu tavrını değiştir. Kasap önerilerini sıralarken bir taraftan da etleri özenle kesip paketliyormuş.
Çocuk, kendi kendine söz vermiş. Bundan sonra başarı için gereğini fazlasıyla yapacağını ve çaba harcayacağını belirtmiş.