Sanırım şu dünyada insanlara en çok faydası dokunacak mesleği yapmak istiyorum. Peki ilerde ne mi olacağım. Doktor mu, Polis mi ya da Avukat mı? Hayır. Hiçbiri. Ben öyle biri olacağım ki insanlarla 2-3 dakika konuşmalarda onlara yaşama sevinci vereceğim.Belki şimdi anlamışsınızdır ne olmak istediğimi.
Yirmili yaşlarda bir üniversite öğrencisi geliyor yanıma.Gözleri kanlı,şiş ve kısılmış olabilecek en basit tahmini yapıyorum. Ağlamış. Konuşmak istemiyor anlaşılan bu yüzden konuyu ben açıyorum ve ona şöyle diyorum:
– Sence de Yıldızlar Güneş’ten daha parlak değil mi?
Göz ucuyla bakıyor ve hiç beklemediğim bir cevabı veriyor.
-Hayır,değiller.
Bunun üzerine onun yalnız olmadığını ve onu üzenin yakın çevresi olduğunu anlıyorum. Konuşmaya devam etmiyorum ve bir süre sessizlik oluyor. Sonrasında sessizliği bozan o oluyor ve bana diyor ki:
-Hiç dibe vurdun mu?
Bu sorunun cevabı evet ama ona anlatması için hayır cevabını veriyorum. Anlatmaya başlıyor annesi ve babasıyla arası pek iyi değilmiş ve onları yılda en fazla 2 kere görüyormuş. Bu onu için pek sorun değilmiş çünkü üniversite çok yoğunmuş. Psikolog olmak istediğini söyleyince daha da çok şaşırıyorum. Maddi sıkıntıları da varmış. Arkadaşları olduğunu söylüyor ama anlaşılan yapayalnız.Sonra birkaç kötü bir şey de anlatıyor ama onu dinlemiyorum. Çünkü anlaşılan kimse ona bu konuşmayı daha önce yapmamış ve yapması zamanı gelmiş.Çantamdan kağıt kalem çıkarıp 1. yazarak başlıyorum.
1- Asla ama asla unutma ailen seni koşulsuz seven tek insanlar
Onlarla arasında yaşadığı sorunu sorduğumda 2 yıl önceki beni çok sevdiğine inandığım sevgilim cevabını veriyor. Bunu utançla söylüyor ama ona bunu çözmenin çok kolay olduğunu o da biliyor.Sonra bunu geçiyoruz.
2- Başka bir hayatın yok ve bu senin tek şansın onu iyi kullan
Üniversite zorsa ardından gelecek olan iyi günleri düşünerek hep çabala. Dönüp bu sefil hayatı istiyor musun soruma “Hayır” cevabını vermesi onun için yeterli.
3- Çevrende sahte insanların olmasındansa yalnızlık hep daha iyidir
Ona bunu açıklamam belki de en zor olan madde buydu en acısı da ona “Bağırıp çağırmana gerek yok! Sesini duymak isteyene bir fısıltın yeter ” diyorum. Bu cümleden çok etkilenmişe benziyor ve hafifçe gülümsüyor.
4- Affetmek iyilerin intikamıdır
Çok kalbinin kırıldığını söylüyor ve çok nefret dolu olduğunu ve bunu yenmeden mutlu olamayacağını anlıyor.Pes ediyor ve “Tamam” diyerek gülüyor bu sefer içten ve gerçek bir gülümsemeyle.
5- Kendine karşı dürüst ol
Kendisine karşı dürüst olmadığını biliyor ve bana şunu diyor “Biliyorum”
6- Yalan söyleme
İşte burada yüzü kızarıyor ve orada anlıyor. Ona kendini kandırabilirsin ama beni kandıramazsın diyince yere bakıyor ve peki ya “Son madde” diyor.
7-Rol yaparak yaşama kendin ol
Ve işte orada “İşte bu çok zor “diyor ki bence değil çünkü artık kendini iyi biliyor ve bunu atlatacağına eminim.
Ona e-mail adresimi verip oradan ayrılıyorum bana sorduğu “Nasıl yapacağım,Bunun için ne yapmalıyım “ve bunlar gibi soruyu cevapsız bırakarak.Yıllar sonra e-mail hesabıma bir mail gelmiş.Onda anlaşılan bizim kız Psikolog olmayı başarmış ve beni konferansına davet etmiş. Ve altına da madde 6’yı yalan söylemenin altına “Hani hiç dibe vurmamıştın yazmış” O başarmış.