Pencereden odama sızan sabah güneşi beni uykumdan uyandırmaya yetmişti. Bugün büyük aylardır beklediğim büyük gündü. Her şey haftalar öncesinden belirlenmiş en ince detayına kadar hesaplanmıştı. On sekiz yıllık odamda geçirdiğim son geceydi, yeni bir güne uyandığım son sabah…
Hayatımın yeni bir sayfasına yelken açıyordum. Üniversite için yurtdışına gidiyorum. Kafam bu düşüncelerle doluyken kapım çalındı. Babam nemli gözlerle içeri girdi. Çok küçükken annem bizi bırakıp gitmişti. Babam da onun yokluğunu aratmamak için elinden geleni yapmış, beni buraya getirmiş ve geleceğimi en ince detayına kadar planlamıştı. Onu ne kadar ardımda bırakmak istemesem de ben iyi bir eğitim almazsam içi rahat etmeyecekti biliyordum.
Babam sakin adımlarla yatağıma oturdu. Birkaç dakika hiç konuşmadan sarıldık. “Hadi, gel aşağı inip beraber kahvaltımızı yapalım.”
Tam beraber kahvaltı hazırlayıp eski günlerden bahsederken konu anneme geldi. “Neden?” diye sordum ilk defa, “Neden bizi bırakıp gitti?” Küçükken öğrenmiştim babamın bu konuda hassas olduğunu o zamandan beri hep sormaya yeltensem de o kelimeler çıkmazdı ağzımdan, üzerim diye babamı. Soramadığım için geceleri hep düşünürdüm. Acaba annem nerede, ne yapıyor şu an, beni unutmuş mudur? Ama bugün buradan çok uzaklara gitmek üzereyken bu soruyu daha fazla içimde tutamazdım.
Babam derin bir nefes aldı ancak ağzını açar açmaz kapının zili evde yankılandı. Yavaşça kalktı kapıya gitti. Kapıyı açtıktan sonra birkaç dakika sessizlik oldu. Neler olduğunu anlamak için kapıya gittim. Deniz mavisi gözlere sahip kadın babama bakıyordu beni fark edince mavileri üzerime kaydı. “Kızım.”
Bu durum benim için çok mantıksızdı. Kendi evimin koltuğunda kendi annem oturuyordu ama gitmek üzere olduğum için ne ev benim gibi hissettiriyordu, ne de yıllardır yüzünü fotoğraflar harici görmediğim kadın annem gibi. Babamın yanaklarından yaşlar süzülüyor, sinirden avuçlarını sıkıyordu. İkimizin de aklında olan soruyu sordum. ”Neden geldin buraya?”
O günden aylar sonra yine bana yabancı olan kadın karşımda oturuyor. Ben babamın planladığı gibi yeni bir ülkede hayatıma devam ediyorum. Ben onu ilk gördüğüm günü düşünürken hala bana karşımda anne olmanın sorumluluğunu almaktan korktuğunu anlatıyor. Sözünü yarıda kesiyorum:
“Sen yıllar önce keyfin için benden vazgeçtin, beni bırakıp gittiğin gün sonsuza kadar kaybettin.”