9 aylık zorlu bir okul maratonu sona ermişti. Öyle ya da böyle bir şekilde atlatmıştım. Şimdi ise önümde uzun bir yaz tatili vardı. Bu yaz tatili için bir çok plan yapmıştım. Örneğin 1 ay sonra NBA finali oynanacaktı. Bende bu finali canlı canlı izlemeyi çok istiyorum. Sırf bu yüzden daha okulun ilk haftalarından itibaren para biriktirmeye başlamıştım. Üstelik en yakın arkadaşlarımla birlikte gideceğim için çok daha heyecanlıydım. Her şey hazırdı. Fakat aniden bir telefon geldi. Arayan kişi Amerika’ya geleceklerden biriydi ve bana gelemeyeceğini çünkü başka bir şehire taşınacaklarını söyledi. Bu haberi diğerleri de öğrenince çok üzüldü. Onsuz bir kişi eksik olacaktık ve bu kabul edilemezdi. Çünkü bütün planları ona göre yapmıştık. Bizde gelemeyecek olan arkadaşımızı ikna etmek için ertesi gün onun evine gittik. 2-2 buçuk saatlik bir konuşanın ardından yine de ikna etmeyi başaramadık. Tam artık geri evlerimize dağılıyorduk ki. Normalde gelecek olan biri eğer sen gelmezsen bende gelmem dedi. Bu söz gelemeyecek arkadaşımızın babasını ilk başta biraz düşündürdü ve oluşan sessizliğin ardından şunu söyledi: Oğlum sizinle gidebilir ama bir şartla. Bende geleceğim dedi. Bizde biraz düşündükten sonra bu şartı kabul etmek zorunda kaldık. Böylelikle arkadaşımızın babası daha önce bir çok ülkeyi gezdiği için özellikle Amerika gibi sık seyahat edilen ülkeleri çok iyi biliyordu. Bu sayede orada bize yol gösterecek bir rehberimiz de olmuştu. İşte şimdi tam kadro bir şekilde hazırdık. Çok geçmeden Amerika’ya uçacağımız gün gelmişti. Hepimiz çok heyecanlıydık. Yaklaşık 10 saatlik bir uçuşun ardından Amerika’ya ayak bastık. Yarın akşam final maçı oynanacaktı. Her yerde maç ile ilgili pankartlar vardı. Havaalanından çıktıktan sonra minibüse benzer bir araçla 2 günlüğüne kalacağımız otele gittik. Otel fiyatları dolarında yükselmesiyle bir hayli pahalıydı. Hepimiz ingilizce bildiğimiz için iletişimde çok bir sıkıntı yaşamadık. İlk gün arkadaşımızın babası sayesinde Amerika’nın turistlik yerlerini gördük. Kısacası gün boyunca gezdik tozduk. Ama ertesi gün asıl amacımız olan NBA finali çok daha keyifliydi. Finaldeki iki takımdan tek ben farklı takımı tutuyordum. O yüzden rakip takım sayı attığında benle şakalaşıyorlardı. Maçın ilk 3 periyotu benim tuttuğum takım hep geride ilerliyordu. Fakat maçın son periyotunda 16 farklık sayıyı 2 dakika kala kapatmıştık. Hatta son 1 dakika kala ise 2 sayıyla öne geçmiştik. mükemmel bir geri dönüş olacaktı ki. Son saniye üçlüğüyle maçı 1 sayıyla verdik. Her ne kadar kazanmayı bizim takım haketse de Yinede güzel maç olmuştu. Ama bir daha ki sefere biz kazanacaktık.
NBA Finali
(Visited 55 times, 1 visits today)