Güç

Eski zamanlarda insanlar sahip olamadıklarına sahip olabilmek için takas denilen ve kendi istediğin şey karşılığında mal sahibine onun istediği şeyi vererek sahip oluyordunuz. Şimdi ise hayallerine sahip olabilmek için ihtiyacımız olan tek şey sadece bir kağıt parçası. Kimine göre çirkin kimine göre ise hayallerinin anahtarı olan bu kağıt parçası ilk olarak M.Ö. 7. yüzyılda bulunduğundan beri ilgileri üstünden eksik etmemiştir ve ilk zamanlarında değerli madenlerden yapılan para şu an kağıt olmasına rağmen hala aynı değerini korumaktadır.

Bazı insanlar paranın insanlık için gerekli olduğunu ve alışverişlerde düzeni ve eşitliği sağladığı için paranın vazgeçilemez olduğunu düşünür ki ben de bu düşünceye katılıyorum ancak paranın değiştirdiği  tek şey maalesef alışverişteki düzen ve eşitlik değil para insanları da çok değiştirir ve onu o gün anlamıştım.

Bir haftasonu günü her zamanki  gibi rahatlamak ve stres atmak için arkadaşımla dışarıda dolaşıyorduk. Yakındaki bir avm nin içine grdikten sonra arkadaşım orada piyango bileti satan birisin gördü ve oradan biletini alıp oynadı. O günden sonraki birkaç gün onun için heyecan dolu geçti ancak ben hep ödülü kazanmasının çok düşük bir ihtimal olduğunu ve boşuna ümitlenmemesini söylerdim. Amacım tabi ki ona asla kazanamayacağını söyleyip moralini bozmak değildi. Sadece kazanma ihtimalinin düşük olacağını bildiğimden boşa ümitlenmesini istemedim ki sonradan üzülmesin ayrıca bu tür şans oyunları bana saçma geliyordu. Ama arkadaşım tabi ki kazanacağını düşünüp ümitlenmeye devam etti. Birkaç gün sonra televizyondaki piyango sonuçlarına bakarken ikimiz de şok olmuş durumdaydık. Oda arkadaşım milyoner olmuştu. Artık elinde muazzam bir güç vardı,bir süper güç ismi ise tahmin edebileceğiniz üzere paraydı. Oda arkadaşıma hemen bir plan yapmamız ve parayı dengeli kullanmamız gerektiğini söyledim bu şekilde ikimiz hiçbir sıkıntı çekmeden ve bir daha çalışmaya gerek duymadan yaşayabilirdik. Ama oda arkadaşımın bakışlarından ne yapacağı çoktan belliydi. O hayallerini gerçekleştirmek istiyordu. Hayalindeki evi ve arabayı alıp kalan parasını da orada burada harcamak istiyordu ve bunlar sadece bakışlarından anlaşılabiliyordu. O anda aklımdan geçen tek şey onu durdurmam gerektiğiydi.

Olanların ardından iki ay geçmişti. Zar zor geçindirdiğim evimde yapayanlızdım. Tahmin edebildiğiniz üzere ise arkadaşım çoktan gitmişti. Kocaman evinde hayatın tadını sürüyordu. Ve artık parasını kimseyle paylaşmak zorunda değildi. Ama bu olanların hiçbirine üzülmüyordum çünkü bir gün parası bitecek ve o bunun farkında olmayacak bile o andan itibaren insanlar da artık onun farkında olmamaya başlayacak ve bunu düşünmek beni rahatlatıyor. Çünkü biliyorum ki ben evimde kendi düzenimi sağladıktan sonra insanların beni fark edebilmesi için paraya bile ihtiyacım olmayacak.

 

 

 

 

(Visited 40 times, 1 visits today)