Osmanlı İmparatorluğu 624 yıl boyunca binlerce savaş yapmış,tonlarca başarı ve mağlubiyet elde etmiştir.Bu savaşların bazıları Çanakkale Muharebeleri gibi efsaneleşmiş,beyaz perdeye konu olmuş bazıları da Hicaz-Yemen Cephesi gibi unutulup gitmiştir.
Hicaz-Yemen,genelde basit görünen ama bir hayli şekilde karmaşıktır.İngilizlerin İslam kutsal olan toprakları almaya çalışması zaten Birinci Dünya Savaşı yüzünden sıkıntı havuzunda yüzen Osmanlı için büyük bir problemdi.Osmanlı asker ve mühimmat sıkıntısı yaşarken İngiliz ajanların bazı Arapları kendi ülkelerini kurma bahanesi ile kışkırtıp kendi taraflarında cepheye sokunca Osmanlı için ipin ucu kaçmıştı.
Osmanlı isyanın yayılması için kabilelere altın iadesi yaparken,yiyecek sıkıntısı çeken Medine kuvvetleri için Hicaz Demiryolu’nu isyanların içindeyken açık tutmaya çalışıyordu.
Çöl Kaplanı olarak bilinen Fahrettin Paşa garnizon komutanıydı ve bu toprakları kolay kolay vermek istemiyordu.Cehennem sıcağında pes etmeyen askerler bu bölgeyi elinden vermemek için her şeyi yapıyordu ama kazanmaları imkansızdı.Arapların kuşatmaya hazırlandığını bilen Fahrettin Paşa şehirdeki bütün kutsal emanetleri gizlice İstanbul’a gönderdi.
Araplar çevre şehirlerin iletişimini Medine ile kesti,şehri kuşatma altına aldı ancak ordu isyancıları geri püskürttü.Bundan sonra ne Araplar geri saldıracak cesarete,İngilizler saldırmak istemedi, ne de Osmanlı karşılık vermek için gerekli lojistiğe sahipti.İki taraf için büyük bir taraf sahnedeydi.Ama garnizon için durum çok daha kötüydü.Yeterli gıda yoktu hatta Araplar şehri ele geçirdiklerinde ellerine geçen hurma ve kurutulmuış çekirge idi,Filistin Cephesinden art arda kötü haberler gelmeye devam ediyordu.Önce Gazne sonra Kudüs kaybedildi,Nablus’da 7. 8. ve 9. ordular ayrıldı ve Filistin Osmanlı için hüsran ile sonuçlandı.Artık garnizona en yakın Osmanlı vatandaşı 324 kilometre uzaklıkta devriye gezen birkaç karakol nöbetçisiydi.Sivil halk birer birer ayrılıyor ve yardımı reddediyordu.
Ancak garnizon komutanı Fahrettin Paşa bütün olumsuzluklara rağmen Müslümanların kutsal kabul ettiği Medine şehriyle de örtüşen moral-manevi değerlerden ötürü teslim olmaya yanaşmadı.
Eylül 1918’de Mısır’daki İngiliz Kraliyet Komiseri Edmund Allenby, Fahrettin Paşa’yı teslime ikna etmek için yazdığı bir mektupta şu ifadelere yer verdi:
“ | Medine’yi uzun süre müdafaa etmekle siz, bir asker ve Türk vatanperveri olarak hükümdarınız, memleketiniz ve şahsi şerefiniz için elinizden geleni yapmış bulunuyorsunuz. Yukarıdaki hususları ve ümitsiz askeri durumunuzu göz önünde bulundurarak, birçok canların kurban edilmesine sebep olacak faydasız mukavemetin uzatılmasının doğru olup olmayacağını ciddi bir surette düşünmenizi rica ederim. | „ |
Toplu firarlar büyük ölçüde artmış.subaylar arası hoşnutsuzluk çıkmıştı ama Çöl Kaplanının pes etme gibi bir niyeti yoktu.Diğer cepheleri de sıra sıra kaybeden Osmanlı,Alman İmparatorluğu’nun teslim olması ile tek şans olarak ateşkes imzalamıştı.Ordular terhis edilmeye başlanmıştı ve Fahrettin Paşa’ya haber verildiği zaman emri görmezden geldi ve direnmeye devam etti.
10 Ocak 1919 günü İngilizlerin baskısı yüzünden VI.Mehmet’in ve subayların ricası sonucu Fahrettin Paşa teslim oldu.Garnizonun 8.000’i Mısır’a nakledildi, bir kısmı hastalıklardan vefat etti ve bir kısmı da çeşitli bölgelere dağıldı,Fahrettin Paşa tutuklanarak Malta’ya gönderildi ama sonrasında kaçarak Milli Mücadele’ye destek verdi
Feridun Kandemir, Osmanlı askerlerinin Medine’den ayrılışını hatıralarında şöyle anlatır:
“ | Kimi kolsuz, kimi bacaksız kalmış askerlerin, birbirlerine sokulup yardım ederek halsiz, mecalsiz bir durumda, son defa Haremüşşerif’i ziyaretle Ravza’ya yüzlerini sürerek dualar ede ede yaptıkları veda, görülecek şeydi. İngiliz altınları ile beslenerek Türk’e diş biler hale getirilmiş bazı sözde Araplar bile bu manzara karşısında göz yaşlarını tutamamışlardı. Bizimle beraber Medine’de kalıp aylarca süren muhasaranın her türlü sıkıntısını çekerek açlığına bile katlanan yerli Araplarsa tam bir matem havası içinde hüngür hüngür ağlıyorlardı | „ |
Bazen sadece başarıların değil,büyük sorumluluklar gerektiren yenilgileri anlatmak gerekir
KAYNAK:
VİKİPEDİ
https://tr.wikipedia.org/wiki/Medine_M%C3%BCdafaas%C4%B1