Necip Fazıl Kısakürek, Sakarya şiirine şöyle başlar: “İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya”… Şairin de dediği gibi insanın kıvrım kıvrım su misali akması, hayatı boyunca karşılaştığı engeller ve zorluklara karşı tutunduğu tavırlar, haller değil midir? Hayatın iniş ve çıkışları, akarsuların kıvrılan yolları gibi insanların da bin bir türlü hallerini yansıtmaz mı?
Her insanın bir kapasitesi, bir doyum veya bir sınır noktası var. İsmine ne derseniz deyin. Ama her insanın bir yüz ölçümü var. Bazen fazlasını biçiyoruz karşı tarafa. “Taşır.” diye hesap edip alabildiğine yüklüyoruz. Bu, hayattaki pozisyonu gereği oluyor bazen. Birileri ona “Yapar!” diye iş yükünü yüklemiş oluyor ya da insan kendisi giriyor o iş yükünün altına, gönüllü ya da gönülsüz… Yani altı üstü yanlış seçim.Ve sadece biri ya da birilerinin yanlış seçimi, hayatınızın tam ortasına oturmuş bir sorunlar yumağı oluveriyor.
İnsanları okuyabilmek için hep bir adım önünde olmalısınız. Aynı satranç oynuyormuş gibi bir sonraki hareketini sezebilmelisiniz. Bu yüzden karşınızdakini tanımak ve karşınızdakinin elindeki seçenekleri okumak gerek. Bir kişinin konuşma tarzı, nefes alışı, beden dili gibi pek çok etken o kişinin kullanma kılavuzu gibidir. Hızlı konuşan, hızlı nefes alan biri genellikle heyecanlı, ürkek ya da sinirli bir yapıdadır. Maddenin bile üç halinin olduğu bu dünyada, insanların da doğal olarak türlü türlü hal ve davranışları vardır. Kiminin içindeki ateş sadece kendisini değil, etrafındakileri de ısıtır, aydınlatır. Bu kişiler verimli bir tarla gibidir. Toprağa da çevreye de insana da hayvana da faydası dokunur. Kimininse çevresini geç, kendisine bile bir hayrı dokunmaz. Bazı insanlar seçicidir. Seçicilikten kastım yemek seçmek değil, insan seçmek… Sizi koruma kalkanından içeri almadan önce bin bir türlü sınava tabi tutar ve eğer onun kriterlerine uyuyorsanız geçmenize izin verir. Yoksa ne yaparsanız yapın yakınlaşamazsınız onunla. Bazı insanlarsa açık bir pencere gibidir; isteyen girer, isteyen çıkar. Onların sizin için hazırladığı sınav rehberlik dersinin sınavlarına benzer. Kendinizle ilgili bilgileri doldurursunuz ve not almadan geçersiniz. Bu insanlar herkesle farklı şeyler paylaşır, herkesle ilişki ve diyalogları başka başkadır. Bazı insanlar kendilerinin başkaları tarafından yönlendirilmesine izin vermez. Onları uçurtma olarak kullanmaya çalışırsanız sizin kafanıza çakılırlar. Bazı insanlara ise tak yuları gezdir. Her türlü fikri, davranışı anlayışla karşılarlar. Fikirleri yoktur, olmazları yoktur… Bazı insanlar kapalı bir kutudur. Duygularına ulaşmak için Allah bilir kaç takla atmanız gerekir.
Kısacası insan ve halleri işte!.. Anlat anlat bitmez.
İnsanlar da ülkelere benziyor
Sınırları var, yüz ölçümleri
Yasaları var
Bayrakları, ilkeleri
Kimi dağlık bir arazidir.
Kimi kır
Kimi bereketli
Kimi dardır
Kimi engin gözalabildiğince
Kiminin sınırlarından sıkı pasaport denetimiyle girilebilir.
Elini kolunu sallayarak girersin kiminden içeri
Sonuçta ne küçümse insanları kızım
Ne de önemse gereğinden çok
Ama anlamaya çalış
Nedir ve ne kadar genişleyebilir yüz ölçümleri