Merhaba, ben Rüzgar Aydın. Bu ayki bloğum “Yarı kapalı gözlerle buzdolabını açmamla gözlerim de fal taşı gibi açıldı.” adlı öyküyü yazmak.
Yine bir akşam ve her zamanki gibi buzdolabım boş. Bu her akşam olur aslında. Evimde bir hırsız var gibi sanki. Bu sefer o hırsızı bulacağım ama. Ve onu kendi ellerimle polise teslim edeceğim. Aklımda çok şey var. Bir yer cücesi ya da şeytan diyeceğim ama şeytan olmasın diye de içimden yalvarıyorum. Aslında normal bir karınca da olabilir. Karıncaysa eğer onu karınca karakoluna götüreceğim. Bu bir şakaydı merak etmeyin karınca karakolu diye bir şey yok. Neyse artık yatmam gerekiyor derken ses gelmeye başladı. Mutfağa gideceğim ama oraya gitmeye korkuyorum. Garip garip sesler geliyor. Bayılacak gibiyim. Bu yoksa yer cücesi mi? Korkarak mutfağa girmeye çalıştım. Girince hemen tezgahın üzerinde bulunan tavayı kapıverdim. Arkamdan bir ses çıktı. Sonra da önümde bir gölge. Arkamı döndüğümde küçücük bir şey gördüm. O bağırdı ben bağırdım. Kafasına tavayı yapıştıracaktım ama çok fazla geriye aldığım için tava enseme çarptı. Yere düştüm ve bayıldım. Baygınken şöyle bir rüya gördüm. O gölgeli yaratıklar beni küçük elleriyle dövüyorlardı ve yanlarında da biri vardı sanki. Sonra yavaş yavaş kendime gelir gibi oldum. Bu arada sanki buzdolabının kapağı yarı açıktı sanki ve gözlerim fal taşı gibi açıldı. Çünkü içinde cüceler vardı ve bana gözlerini dikmiş bakıyorlardı. Aralarında konuşuyorlardı ve bana aç olduklarını söylediler. Bende korka korka onlara yemek verdim. Kendimi tutamayıp soru sordum. “Neden benim evimdesiniz?” diye sordum fakat birde baktım ki ortadan kaybolmuşlar.
Bu yaşadıklarım rüya mıydı yoksa gerçek miydi bir türlü çözemedim ve günlerdir bunu düşünüyorum…