Güzel olma, genç görünme, kendini başkalarına beğendirme çabası… İnsanlar binlerce yıldır bunlar uğruna birçok şeyi feda ediyorlar. Hoş görünme, çekici ve bakımlı olma arzusu insanlığın var oluşuyla doğmuş, pekala ona bir diyeceğim yok. Lakin bu arzular uğruna can yakmanın hatta ve hatta can almanın etikliği ne kadar savunulabilir?
Teknolojinin birçok şeyi yalnızca parmağımızın ucuyla dokunarak yapabilmemize olanak sağlayacak kadar geliştiği günümüzde, halen daha birçok ülkede insanlar tarafından kullanılacak kozmetik ürünler, kullanıma sunulmadan önce hayvanlar üzerinde denenmeye devam ediyor. Vicdan sahibi çoğu insanın tek bir anına dahi şahit olduğu takdirde içinin kaldırmayacağı işlemler, hergün denek olarak adlandırılan hayvanlara uygulanıyor ve bu uygulamalar süresince binlerce hayvan belki de sadece bir genç kızın yüzündeki tek bir sivilcenin daha zor fark edilebilir hale gelmesi için ölüyor. İnsanların biraz daha güzel olmasının bedelini masum hayvanlar ödüyor. Tabii ki razı olup olmadıkları hiç sorulmadan… Bizlerden çok daha küçük olan bu hayvanlara katlanamayacakları fiziksel acılar yükleniyor. Kimileri kör oluyor, kimisinin derisi parçalanıyor, iyileşemeyecek derecede ağır hasar alanlar ise acımasızca öldürülüyor.
Tüm bunlarla birlikte Çin ve Brezilya gibi bazı ülkelerde satımına başlanmadan önce kozmetik ürünlerin hayvanlar üzerinde yapılan deneylerden geçmiş olma zorunluluğu bu çeşit kesinlikle insanlıkdışı olarak nitelendirilebilecek deneylere son verilmesinin önünde bir engel oluşturuyor. Çünkü özellikle uluslararası çapta iş yapan büyük firmalar Çin gibi devasa bir pazarı kaybetmeyi göze alamıyor. Ancak Türkiye ve AB ülkeleri dahil birçok ülkede hayvanlar üzerinde deney yapmak yasak.
Teknoloji Güzel İmkanlar Sunuyor
Aslında bu deneylere gerek kalmaksızın bir maddenin insan vücuduna zarar verip vermeyeceğinin herhangi bir yan etkiye yol açıp açmayacağının saptanabileceği bir çok yöntem bulunmakta. Örneğin bilgisayar modellemesi son zamanlarda çok gelişti ve programlar aracılığıyla insanlar üzerindeki olası etkiler hayvanlar üzerinde yapılan deneylerden elde edilen sonuçlarla kıyaslandığında daha kesin bilgiler veriyor.
Hayvanlar Üzerinde Test Edilmemiştir…
Toplumun hayvanlara bakışı ve bilim insanlarının hayvan deneylerini sorgulayarak yeni yöntemler bulmasıyla bugün hayvanların deneylerde kullanılma oranı yarı yarıya düşmüş durumda. Buna bir de bu deneylerin kanunlarla yasaklanmasının eklenmesi sonucunda geldiğimiz nokta oldukça umut verici.
Peki bizler bireysel olarak ne yapabiliriz … Bir ürünü almadan önce iki kere düşünüp küçük bir araştırma yapmak çok da zor olmasa gerek. Bundan sonra alacağımız ürünlerde “Hayvanlar üzerinde test edilmemiştir” ibaresinin bulunmasına dikkat edelim. Hatta hayvan testlerini durdurmak için yürütülen kampanyalara da destek verebiliriz. Bizlerin daha genç, güzel ve yakışıklı görünmesi için küçük karanlık kafeslerde aç bırakılan ve ağır deneylere maruz kalan o çaresiz canlılar için bir umut ışığı da biz yakabiliriz. Yeni çıkan bir göz boyasının bir tavşanın gözünde denenmesine izin vermeyelim.
HEP BİRLİKTE DUR DİYELİM!