Geçmişten bu zamana kadar haklardan bahsedildiğinde ilk akla yaşama hakkı gelir. Yaşama hakkı bu yeryüzünde nefes alıp veren her canlının en temel ve en önemli hakkıdır. Tıpkı biz insanların yaşama hakkı olduğu gibi hayvanların da 15 Ekim 1978 ‘de Paris UNESCO Bildirgesinde belirtildiği üzere yaşama hakkı vardır.
Günümüzde hala ne yazıktır ki hayvanların temel hakları dahi korunamamaktadır. Bu konu ülkeler arasında bile tartışılmaktadır. Mahatma Gandhi’nin söylediği gibi bir milletin büyüklüğü ve ahlaki gelişimi, hayvanlara olan davranış biçimi ile değerlendirilir. Günümüzde ise her 4 Ekim ‘de Dünya Hayvan Hakları kutlanmaktadır. Bu kadar şeye rağmen günümüzde halen hayvanları tam anlamda koruyamamaktayız. Örneğin 11 Mart 2013 itibariyle Avrupa Birliği’nde hayvanlar üzerinde denenen her tür kozmetik ve kişisel bakım ürününün satışının yasaklanmasına rağmen Çin gibi dünya üzerinde büyük bir etkisi olan ülkenin hükümeti bu karara karşı çıkmıştır. Hükümet günümüzde kozmetik ürünlerin hayvanlar üzerinde test edilmesini zorunlu kılmaktadır. Her ne kadar bu sığ düşünceye karşı çıkılsa da hükümetin kararı üzerine pek çok kozmetik, kişisel bakım, temizlik ürünleri için hayvanlar kullanılıp ölüme maruz bırakılmaktadır. Bu konu ise birçok ülke tarafından protesto edilince Çin Hükümeti söyle bir açıklamada bulunmuştur: Biz yerli ürünlerimizin içeriklerini kontrol edebiliyor ve biliyoruz ancak dışarıda üretilmiş ürün içeriklerini, hayvanlar üzerinde test edilmeden kabul etmiyoruz. Hayvan testi zorunluluğunun geçerli olduğu bu kozmetik ürünleri: cilt bakım ve makyaj,saç bakım, beyazlatma ürünleri ve parfüm deodorantlar. Oysaki Hayvan Hakları Evrensel Bildirisinin sekizinci maddesinde şöyle geçmektedir: Hayvanlara fiziki ya da psikolojik bir acı çektiren deneyler yapmak hayvan haklarına aykırıdır. Tıbbi, bilimsel, ticari ve başkaca biçimlerdeki her türlü deneyler için de durum böyledir.
‘’AB kriterlerine göre ürünlerini hayvanlar üzerinde test etmeden piyasaya süren büyük kozmetik markalarının hemen hepsi (Pazar araştırmacısı Mintel’e göre) yılda 300.000 hayvanın sadece kozmetik ürünlerin test edilmesi için kullanıldığı Çin’deki potansiyelin cazibesine karşı koyamadıklarından ötürü etik suçlamalar ve boykotlarla karşı karşıya. Çin’e satış yapan Avrupalı büyük kozmetik devleri, aynı ürün için hayvanda denenmiş ve denenmemiş iki farklı tip sunmak durumundalar. Bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıdaki marka ise, deney politikasını değiştirene dek Çin’de satış yapmayacağını açıkça beyan ediyor. PETA’ya göre, Çin’de satışa sunulacak her bir kozmetik ürünü için 72 hayvan kullanılıyor. ‘’ Bu konu üzerinde kişisel görüşümü dile getirmek gerekirse ben bu yeryüzünde bulunan her canlının eşit olduğu kanısındayım. Bu da demek oluyor ki bizim nasıl yaşama, barınma ve beslenme başlıkları altında temel haklarımız varsa hayvanların da hakkı olmalı ve korunmalıdır. Bu yüzden herkesin 4 Ekim Dünya Hayvan Haklarını Koruma Gününün arkasında durması gerektiğini düşünmekteyim. Rus Atasözünde geçtiği üzere ne kadar insanla tanışırsam hayvanları o kadar ,daha çok seviyorum. Kısacası bu yazıyı özetlemem gerekecekse dünyadaki en zararsız canlıların yaşama hakkını korumamız gerek. Unutmayalım ki biz insanlar onlardan çok daha vahşiyiz. Hayvanlar bizden kat ve kat masum. Masumlara da bu şekilde davranılmaması gerektiğini düşünmekteyim. Ve son olarak Çin Hükümetinin de ülkelerindeki bu yasayı en kısa zamanda kaldırmalarını umut etmekteyim.