Gün geçtikçe daha da yaşantımızın merkezine oturan teknoloji, tıpkı Güneş’in yaptığı gibi bizi bir yörüngeye oturtmuş ve kendi istekleri doğrultusunda dönenceler oluşturuyor. Yengeç dönencesi ardından gelen tembellik dönencesine 90 derecelik açıyla vuran kodlama ışınları, insanların beyin zarının incelmesine neden olduğu gibi giderek düşen IQ seviyelerine neden olmakta. Sebebi mi; orası basit…
Gelin de birlikte yakın tarihe bakalım. Arduino ve MIT App Inventor gibi sözde yararlı uygulamalar çocukların ‘kod yazmasına’ (!) ve onların teknolojiyle iç içe olmasını sağlamakta. Bu uygulamaların yetiştirdiği gelişmiş beyinler; her şeyin hazır olduğu ve sadece doğru kod bloğunu seçip ekrana sürüklemeyle başarılı olunan uygulamalar sayesinde kod yazmaya başladığını düşünüp kendilerine yeni ufuklar açmak (!) için bilgisayarın başından ayrılmıyor ve artan obezite oranlarına bir payda olmaktan öteye gidemiyorlar. Giderek artan bu tembelleşme ise; gerçekten çok çalışıp insanlığa yararlı bir şeyler ortaya koymaya çalışan insanların yolunu kapatıyor ve sistemin istediği gibi düşünmeyen sorgulamayan, dayatılanı yapan ve din sömürülerine inanan bireyler yetiştirmeyi amaç belliyor. Örneklerden gitmek gerekirse; Koç Üniversitesi İngilizce Fizik bölümü, Türkiye’den sadece 8 öğrenciyi kabul ediyor. Bu onların işlerini doğru yaptıklarını ve donanımlı fizikçiler yetiştirmek istediklerini gösteriyor. Peki ya bu 8 öğrenci mezun olduğu zaman ne oluyor? 8 öğrencinin 2’si fizik bilimini bir kenara bırakıp başka meslek kollarına yöneliyor. 3’ü alışılmamış ve dayatılanın aksine bir şey söylediği için sınır dışı ediliyor veya hain olarak suçlanıyor. Kalan 3 öğrenci ise yurt dışında eğitimlerine devam ediliyor ve yetkili kişilerin çağrılarına uyup geri döndükleri ülkemde işsiz kalıyorlar. Yani sistem bizim tembelleşmemizi, tembelleşmek ise beyin gerektiren GERÇEK işlerden uzak durmamızı ve dayatılanı yapmamızı sağlıyor. Bunun sonucunda ise;
- Sosyoloji
- Tarih ve Arkeoloji
- Psikoloji
- Antropoloji
- Ekonomi
- Coğrafya (Aynı zamanda doğa bilimidir)
- Dil Bilimi
- Siyaset Bilimi
- Biyoloji
- Fizik
- Kimya
- Yer (Dünya) Bilimleri
- Astronomi ve Evren Bilimi
- Matematik
- Bilgisayar Bilimleri (Aynı zamanda uygulamalı bilim dalıdır)
- Mantık
- İstatistik
- Mühendislik
- Mimarlık
- Tıp
- Bilgisayar Bilimleri türü dallardan uzaklaşıp istenen mesleklere yönelmemiz bekleniyor.
Bir sonuca bağlamak gerekirse; körelen beyinler tembelleşmeye, tembelleşme de körelmeye sebep olur. Bu uçsuz bucaksız sistem döngüsü ise ilk başta değindiğim güneş sistemini andırıyor. Güneşi şu an uygulanmakta olan sistem olarak varsayarsak bütün gezegenler bizden yapmamız istenen ve beklenen şeyler, Plüton ise gerekli şeylerdir. Görülmesi ve bilinmesi istenmeyen, üstü örtülüp unutturulmak istenen şeyleri açığa çıkarmak ve insanlara sunmak ise bizim görevimizdir. Üstüne en çok oynanan ve tembelliğin en çok örttüğü ‘bilim’ hakkında ne de güzel söylemiş İbn-i Sina ”Kendini bilimlerle donat ve düzelt, bilimden başka şeylerin hepsini bırak. Bilimde her şey vardır, her şey bilimdedir. İnsanın ruhu kandil, bilim onun aydınlığı ve tanrısal bilgelik de kandilin yağı gibidir, bu yanar ve ışık saçarsa o zaman sana diri denilir, o zaman sen dirisin, yanmaz ve karanlık kalırsa o zaman sen de ölürsün.”