Geçmişin Rüzgarında Savrulmak

Dünyanın dört bir yanındaki ülkelerin çoğu, en azından bir kısmı,  şehirlerinde, köylerinde ve tarihi öneme sahip çevredeki bölgelerde tapınaklar, kiliseler ve evler gibi birçok eski yapıya sahiptir. Eskidiğinde bu binaları yıkmayı seçmek tarihi yapıları korumak açısından pek de iyi bir yöntem değildir. Fakat tarihi zenginliğin yenilenme işlemiyle korunması tercih edilebilir bir yöntem olabilir.

‘’Geçmişi, kökeni ve kültürü hakkında bir bilgisi olmayan bir insan kökleri olmayan bir ağaç gibidir.’’ Der Marcus Garvey. Eski binalar o şehrin estetiğini bozmaz. Aksine bir şehrin kültürünü, karmaşıklığını ve dolu bir geçmişe sahip olduğunu gösterir. Bir bakış attığınızda o şehrin görüp geçirmiş ve tüm bu yıllar boyunca ayakta kalmış olduğunu anlarsınız. Aynı zamanda şehrin kalıcılığını ve miras duygusunu korumak için tarihin simgelerine ihtiyaç duyarız. Restorasyonu tercih etmek yerine yıkımla işi halletmeyi seçmek tarihiyle birlikte her şeyi yok eder. Tarihi bir varlığı yok etmek demek tarihin, geçmişin bir parçasını söküp almak, sonsuza kadar yok etmek demektir.

Ülkenin dışından ve içinden binlerce kişi bu binaları günlük olarak ziyaret ettiğinden, tarihi yerler aynı anda turist yuvasıdır. Mimarinin aldığı dikkat aynı zamanda ne kadar eski olduğuna da bağlıdır. Derin bir geçmiş pasif ve sade bir yapıyı sizin gözünüzde büyüleyici kılabilir. Farklı ülkelerin para birimleriyle içli dışlı olmak ve onları olabildiğince yakından tanıyıp kullanmak ülkenin ekonomisine büyük bir katkı sağlar.

Antik mimarilerden olan anıt mezarlar da korunan tarihi yapılarla aynı şeyi amaçlar: Unutmamak. Benim fikrimi soracak

(Photo by W. Eugene Smith/The LIFE Picture Collection/Getty Images)

olursanız atalarınızı ve sizin için yaptıklarını, feda ettiklerini her daim aklınızda tutmak geleceğinizi şekillendirirken de bir fikir sahibi olmanızı sağlar. Hatırlamak ve unutmamak size hayatın değerini hatırlatır. O zaman aklımızda bulundurmak varken neden yok edip unutmayı seçelim?

Bu binaları, yapıları geliştirmenin hatta bizim için avantaja çevirmenin en mantıklı yolu restore etmek, yeniden yapılandırmaktır. Bunun için ise gönüllü, geçmişini ve tarihini önemseyen insanlardan oluşan bir toplulukla bir araya gelmek, her zaman olduğu gibi, işe yarar. Turlar da ülkenin vatandaşlarına ve turistlere tarihi kaynakların önemli bir mirası olduğunu göstermek için denenmiş, onaylanmış bir yöntemdir.

Atölye çalışmaları, toplantılar ve seminerler de tarihi zenginlikler hakkında farkındalık yaratmak için kayda değer bir yöntem olabilir. Bu sayede katılan gerek yerli gerek yabancı vatandaşlarla kültürel etkileşim halinde kalınır ve kültürünüzü daha geniş bir coğrafyaya açmanıza yardımcı olur.

Kendi geçmişimizi yok etmek bir çözüm değildir. Tarihinizi bilmiyorsanız hiçbir şey bilmiyorsunuz demektir. Nereye ait olduğunu bilmeyen bir yaprak gibi rüzgarda, hayatın sizi götürdüğü esintide savrulup durursunuz.

Source : 

(Visited 71 times, 1 visits today)