Her yeni yılı büyük heyecanla beklerim. Özel bir sebebi yoktur asla. Ama genelde tek toplu olarak kalabildiğimiz an bu. O ışıltılı geceden sonra bir şeyin değişmeyeceğini bilerek o günü beklemek doğru mu ? Orası çok tartışılır.
Her yıl bir akrabamızın evinde toplanırız. Amaç her ne kadar yeni yılı kutlamak olmasa da öyle gibi yaparız. Ne zaman bir araya gelsek birinin işi çıkar ama yeni yılda buna çok yer bırakmaz babaannem. Onun için özeldir bugün. Bugünü hepimiz için özel kılan bir günü internetsiz şadde beraber geçirmemiz. Önce evin her yeri ışıl ışıl temizlenir. Sofra bezi serilir ve yemekler masaya konur. Bir yandan çocukların cıvıldamadık bir yandan büyüklerin sohbeti. Çok farklı bir havası vardır o gün herkesin. Herkes en güzel elbiselerini giyer kadınlar kuaföre gider erkekler tıraş olur. Herkesin neşesi yerindedir. Sofraya oturulduğunda önce herkes o yıl için olan dileklerini söyler. Her ne kadar gerçek olmayacak olsa da. Dilekler söylenirken yemekleri alttan yer küçükler. Tabi haklılar da süslenmekte o kadar meşgul ki herkes onlara yemek verilmemişti. Yemek başlayınca durmaz sohbet herkes konuşmaya devam eder. Öyle sohbet ederler ki yemek yemeyi unuturlar. Tüm yıl hiç birbirlerini görmemiş gibi ne var ne yok anlatırlar. Bir de hiç bir şeyi takmadan yiyen çocuklar olur hep masada. Ya da aralananında gülüşen ablalar. Yemek toplanmaya başladığında bir sessizlik iner. Herkes kıvrılır bir köşeye. Sessizliği genelde tombala oynama fikri bozar. Bir gelenek haline gelmiştir tombala öyle ki birden fazla olur hep. Doğum günümün 2 ocak olmasından kaynaklı olarak o gün pasta kesilir. Çok haz etmem aslında bu durumdan ama sonuçta hep beraberiz. Pasta odaya geldiği an kimse beni umursamadan pastaya odaklanır. Çok takmam açıkçası. Onların suçu değil bu. Gerçek Doğum günüm o gün değil sonuçta. Pasta bitikten sonra genelde ağaç süsleriz epey uzun sürer aslında. Herkesin ağaç için bir planı vardır ama birbirlerine asla uymazlar. Kavgayı bölmek için hediyeleri getirir babaannem genelde. O andan sonra da hediye paketi sesinden başka ses duyulmaz salonda. Her yıl mutlaka benim çok hediye almam olay olur. Gayet normal bir durum olduğunu kabul etmeleri zaten geri sayıma kadar sürer. Geri sayım başladığında ise ev bir sessizliğe boğulur. Herkes nefesini tutmuştur. Tek bir çıt yoktur. Taa ki o ışıltılı havai fişeklerin sesi duyulana kadar.
Sanki bir saniye sonra dünya yepyeni bir yer olacakmış gibi bekleriz o anı. Kimse o günü özel kılanın bir arada olmamız olduğunu anlamaz ve yılbaşını özel bir gün sanarlar. Yılbaşını özel kılan o gün değil sizsinizdir aslında. Günler hep akmaya devam eder ama kişiler sonsuza kadar kalamaz.