Hiçbir öğretmenin görev yapmadığı, öğrencilerin kendi kendilerine öğrendiği bir okulda başarı mümkün olabilir mi? Bu konuda detaylı bir araştırma yapacak olursak Fransa’da telekomünikasyon alanında çalışan bir iş adamı tarafından kurulan ”42” adında bir okula rastlıyoruz. Bu okulda öğretmen yok hatta okula girebilmek için ekstra bir diploma ya da belgeye de gerek yok. Bu okula girebilmek için bilgi birikimine değil, farklı düşünmeye ve yaratmaya ihtiyaç vardır. Okulun temel amaçlarından biri çocukların zayıf yanlarını bulmak ve bunları düzeltip becerilerini daha çok geliştirmektir.
Bence öğretmen olmadan da öğrenme imkanı vardır. Bunun nedeni ise teknolojinin aşırı derecede gelişmesinden başka bir şey olamaz. Şu devirde istediğimiz her şey bir tıkla elimizin altında. Dijital teknoloji, öğrenme sürecine muhteşem katkılar sağlayabilir, ama bir insanın yaptıklarını yapamaz. Öğretmenler olmazsa olmazdır çünkü bir öğretmen öğrencilere verdikleri bilgileri anlamaları için sentezler. Ayrıca onlar bizim 1 numaralı akıl hocalarımızdır. Sonuçta bir insan her yerde güvenebileceği,akıl alabileceği, tam düşmüşken tutunmak isteyeceği birini arar. Ayrıca onlar da sizin mutluluğunuza ortak olurlar. Sorularınızın cevapsız kalmamasını ister, devamlı yardımcı olmak isterler. Sizinle çocuk olurlar bazen. Şakalaşırlar. Sizi cesaretlendirirler adeta bir yoldaş olurlar. Hangi ülkede yaşıyorsak yaşayalım öğretmenler birer elmastır ve parlak fikirlere sahiptirler. Ayrıca saygılı ve sevgi doludurlar. Onlar bir sürü fidanı büyütüp kocaman birer ağaca dönüşmelerini keyifle izlerler.
Bir de şu aralar çok konuşulan bir konu haline gelen akıllarda soru işaretleri bırakan bir soru var. İyi öğretmen diye bir şey var mıdır? İyi öğretmen kavramı her insana göre farklılık gösterebilir. Bir öğretmen her zaman işini aşkla yapmalıdır. Öğretebilme arzusunun verdiği keyfi yaşamalıdır. Öğretmenler çocukların ruh ve karakterlerine de şekil vermelidirler. Onları anlamaya çalışmalı her zaman birer idol olmalıdırlar. Her zaman idealist olmalıdırlar ki yetiştirdikleri çocukların da gelecek nesillerde çok iyi yerlere geldiklerini,topluma büyük katkı sağladıklarını görebilsinler. İyi öğretmen bunların dışında bilgilerini aktarabilme konusunda da iyi olmalıdır. Çocukların öğrenebilmeleri konusundaki en büyük faktörlerden biri de budur. Bir öğretmen çocukları ilerletebilmek amacıyla gerçekten içten bir şekilde işini yapıyorsa o iyi öğretmendir.
Daha önce de bahsettiğimiz gibi öğrenebilmek için öğretmene ihtiyaç yoktur. Ama her insan sorgular. Bu nedenle soru sormak isteyeceği, danışmak isteyeceği birine ihtiyaç duyar. İyi bir öğretmen çocuklarına interaktif bir öğretim sunmalıdır. Eğitim alanında amaç, kişinin eleştirel güçlerinin gelişimine destek olabilmektir bence. Her öğretmenin bilgiyi aktarabilme tekniği farklıdır. Bu teknik bir öğrencide işe yararken diğer öğrencide kafa karışıklığı yaratabilir. Ama bu iyi ya da kötü öğretmen olduğu anlamına gelmez.
Öğretmenler bu ülkenin en değerli bireyleridirler. Mustafa Kemal ATATÜRK’ÜN de dediği gibi
”Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir.”