Çoğu kişi bağımlılığı zayıflık olarak nitelendirir oysaki hepimiz birer bağımlıyız : bazılarımızın bağımlılığı sevgiye ; bazılarımızın paraya ,nesnelere , kişilere … . Bağımlılık , varlık sonuncu ortaya çıkan bir hastalıktır . Kişinin kendine inancının bittiği yerde bağımsızlığı sona erer ve kişiye mutsuz bir ruh hali hükmetmeye başlar . Özgürlük sorumluluk gerektirir dolayısıyla sorumluluk almayan kişi mutlu olamaz .
“Kendinden başka bir şeye ne kadar bağımlı olursan o kadar az mutlu olursun , mutluluk kendine yetebilmektedir” –Paulo Coelho .Başka bir deyişle varlıklarına sevdiğimiz şeyler ne kadar az olursa , yokluğuna üzüldüğümüz şeyler de o kadar az olur . Herkes kendine değer vermeli , kendini unutmamalıdır çünkü mutluluk sahip olduklarımız değil ne kadar keyif alabildiğimizdir .Herkesin sürekli mutlu olmasına gerek yoktur , bu imkansızdır fakat gerçekleri özümsemiş kişi eksiklerinin farkına varır , bununla başa çıkmayı öğrenir . Kişiler , yerlere , eşyalar gibi geçici şeylere değil anlara anlam yükler , anları ölümsüz kılar . Kişilere , yerlere , eşyalara anlam yükleyen insan bunları kaybetmekten korkar , bu korkudan kaçmak için elindekilere daha çok bağlanır günlük hayatının bir parçası , bir alışkanlık haline getirir , korkusunun tutsağı olur . Tutsaklık öyle kötü bir şeydir ki insanı alçaltır , o kadar ki bu tutsaklık insanın hoşuna gider ve sahip oldukları olmadan bir hayat düşünemez . Öte yandan ana anlam yükleyen insan sahip olduklarını kaybetmekten korkmaz çünkü önemli olanın yaptıkları olduğunu bilir ; kimle , ne zaman , nerde yaptığı fark etmez , özgürdür ,mutludur. Mutluluğu en saf hali ile yaşamak isteyen kişi ilk önce onu paylaşmayı öğrenmelidir .
Paylaşmak , mutluluk gibi sevginin de temelini atar , aşk , arkadaşlık gbi kavramlar paylaşılan sevginin bir ürünüdür . İnsan insana muhtaçtır bu yadsınamaz bir gerçek . Sevgi bir bağımlılıktır , zaaftır demek her koşulda doğru olmaz , sağlıklı yaşandığında sevgi en güzel duygulardan biridir , bizi güçlü kılar fakat bağımlılık haline gerildiğinde şüphesiz ki en tehlikeli duygudur . Hiç kimse için onsuz yaşamam , onsuz ben hiçim gibi cümleler kurmak doğru değildir . Aşk gerçekten de böyle bir şey mi , İnsanın sevme , sevilme ihtiyacından ortaya çıkan bağımlılık mı ? Aslında aşk , kendine yetinmesini bilen bir bireyin sahip olduklarını başkasıyla da paylaşmak istemesidir . Kendi varlığını başka bir bireyin varlığına dayandırarak temellendirmek değildir . Bir olmak isterken kendini yok etmek aşk değildir . Sevmek ile ihtiyaç duymak çok farklı şeylerdir , birine ihtiyaç duyuyorsan o olmadan ayakta durmazsın kısmen hayatının sorumluluğu onun üzerindedir , bunu aşk ya da sevgi olarak adlandırmayız bu açıkça birine olan bağımlılıktır. Aşkın bir fedakarlık olduğunu fakat bağımlılık olmaması gerektiğini Nazım Hikmet ” Hani derler ya ben sensiz yaşayamam diye işte ben onlardan değilim , ben sensiz yaşarım ; ama seninle bir başka yaşarım .” sözü ile çok güzel özetlemiştir . Aşk , o olmadan her şeyi yapabilecek güce sahip olup ona muhtaç olmadığın halde yine de onu yanında istemektir. Karar verme sırası sizde ilişkiniz bir bağımlılık mı yoksa aşk mı?
Bir diğer yandan nesnelere anlam yüklemek bize sadece geçici bir mutluluk verir , bir süre sonra elimizdeki ile yetinmez, kendimize yetemez hale geliriz .Boşluğa sürükleriniz , insanoğlunun en karanlık duygularından hırs ve doyumsuzluk bu süreçte şekillenir . Ne kadar çoğa sahip olduğumuz değil ne kadar aza ihtiyaç duyduğumuzdur önemli olan . Mutluluk yetinmektir , kendine yetebilmektir .