Kalbi yerinden fırlıyormuş gibi, ter içinde kalmış halde 27/10/2028 tarihinde gözlerini açtı. Tam 27 gündür aynı uyanışı yapıyordu sabahleyin 06:00’da. Odanın içine girip gözlerini kamaştıran soluk ışıktan rahatsızca yatağından doğruldu. Usulca mutfağa yöneldi. Tezgahın üstünde duran, geçen akşamdan tüm gece boyunca -işe yaramayacağını bildiği halde- uyumamak için dibine kadar içilmiş kahve bardaklarına bir tane daha ekledi. Kimse uyanmadan evden sıvışmak istiyordu çünkü biliyordu ki annesi tarafından soru yağmuruna tutulacaktı. Herkes onu konuşuyordu, öğretmenleri, artık pek arkadaş sayılabilecek durumda olmayan eski arkadaşları hatta göz teması kurduğu herkes onun 27 gün içindeki değişiminden bahsediyordu. Tam 27 gündür annesinin okumadığı kitap, götürmediği doktor kalmamıştı oğluna çare bulabilmek için fakat kimse sorunun ne olduğunu bilmiyordu. O biliyordu ama…
30/10/2028 tarihinde gözlerini açtığında karşısında yıllar önce onları terk etmiş babası duruyordu. Yaklaştı babasına, usulca gözlerinin içine bakarak ‘ Ne zaman döneceksin? ’dedi gözleri yaşla dolarken. Babası oğluna baktı tam cevap verecekken odanın içi su ile dolmaya başladı. Bunu daha önce yaşamıştı. Kalp atışını aynı tutmaya çabalayarak sorusunu tekrarladı. Babası cevap veremeden odanın içinde kuvvetli bir rüzgar ikisini birden farklı yönlere savurdu. Rüzgara karşı koyarak sesini duyurmaya çalıştı ardından kendini odasında buldu. Bu sırada uzaktan uğultular gelmeye başlamıştı uyanmaya başlıyordu. Babası ona baktı ‘Seni istemeden bıraktığım tarihte’ derken görüntü bulanıklaştı ve nefes nefese uyandı. 30 gündür ilk kez rüyasında babasıyla konuşmuştu hem de onu yıllar önce bıraktığı tarihte yani 30 Ekim’de. Bu sırada kapının ince tıkırtısını duydu. Ayakları geri gide gide kapıya yaklaştı kapıyı açtığında karşısında babası duruyordu. Baba oğul ne kadar bakıştılar bilmem ama saat 6’yı gösterdiğinde kucaklaşıyor oldukları kesin