Yüzyıllardır süre gelen insanlık , sahip olduğu her şeyi düşünmeye borçludur. İnsan düşünerek karar verir , düşünerek hareket eder ve düşünerek benliğini oluşturur. Nasıl olur da bir insandan düşünmeden yaşanması beklenir? İnsan düşünerek var olur. Aksi takdirde bir hiçtir.
4 Eylül 1998 ‘de kurulan GOOGLE insan ırkının bir nebze tembelliğe itmiş bulunmaktaydı. GOOGLE ‘ın bulunuşundan sonra insanlığın düşünce tembelliğine eğilimi arttı. Zamanında düşünerek bu çağa gelen insanoğlu şimdi kendi icat ettiği şey nedeniyle düşünme özelliğinden mahrum kalmıştı.
İlk başta çok ciddiye alınmamakla birlikte insanlık için bir umut , bir ışık olduğu dillerden düşmüyordu. Kötü haber gelmişti. İnsanlığın geleceği olan çocuklar mental anlamda gerilemişti. Hepsi hazıra ve kolaya alışmıştı. Okuldan gelip hiç çaba göstermeden ödevlerini yapmaktaydılar.
GOOGLE bulunmadan önce , çocukların bir amacı bir hedefi vardı. Net bir kararları olmasa bile hepsinin kendilerine verilen görevde %100 emeği vardı. Ödevlerini düşünerek ve anlayarak yapar, kendilerini tembelliğe değil çağdaşlığa taşırlardı. Yalnızca kendilerine değil bir medeniyete faydaları dokunurdu.
1998 yılında kurulan bu illet çoğu kişi tarafından iyi bir buluş olarak düşünülse de benim görüşüm insanoğlunun özellikle de çocukların zamanını ve hayatını emen kara bir delik olduğu yönündeydi . Ne yazık ki geleceğimiz olan çocukların böylesine şeylerle uğraştığını görmek , üstüne üstlük bizi daha nicelere taşıyacakken böylesine dibe çekmelerini izlemek geleceğe dair umutlarımı kaybetmeme sebep veriyordu. Olaya genel olarak bakıldığında bunun nedenin düşünce tembelliği olması da bir çabasıydı.
Düşünce tembelliğinin en belirleyici unsurlarından biri de araştırmadan, nedenini öğrenmeden körü körüne inanmaktı. İnsan düşünen bir varlıktır. Ve düşünmemesi ve gerekli bilgiyi edinmemesi halinde kandırılmaya ve dolandırılmaya mahkumdur. Düşünerek var olursun , savaşırsın ve ölürsün…
Kısaca , insanoğlu dünyayı daha iyi bir yer haline getirmeye çalışırken kendine zarar vermekteydi. Kendi buluşunun kölesi olmuştu . Düşünerek bulduğu şeyi tembelleştiğinden engelleyemiyor, daha zararsız hale getiremiyordu .Ve bu dünyanın çağdaşlaşmasından daha önemliydi. Öncelik verilmeliydi. Bir gün mutlaka düzelecekti . Fakat birlik olmamız gerekmekteydi.
1998 yılından beri neden tembellik arttı ? Yalnızca o yıl bulunan bir buluş yüzünden mi? Ya da insanlığa her zaman kolay gelen tembellik mi bizi ve çocukları bu yola sürükledi ? Asıl sorun hep insanlıktaydı. Ve bunu çocuklarına öğretemediler. Geleceklerine ,yaşam kaynaklarına , yaşama sebeplerine öğretemediler. Ve eğer gerekli müdahale yapamazlarsa öğretecek bir şeyleri kalmaz.