20 yıl sonra nasıl bir yaşamım olacağını herkes gibi birçok kere düşünmüşümdür. Hatta bu ara o kadar çok aklıma geliyor ki yaklaşık 1 hafta önce rüyamda tam olarak bu konuyu gördüm; ” 20 yıl sonra ben ”. Tam olarak rüyamda gördüklerim her ayrıntısına kadar benim yaşamak istediğim bir hayattı. Yani şimdi milyon dolarlar verseler yine de vazgeçmeyeceğim bir hayal veya tutku benim için böyle bir hayat. Çok uzatmadan size gelecekteki hayallerimi hatta onu geçtim direk gördüğüm rüyayı anlatmakla başlayayım. Gözünüzde daha iyi canlanması için rüyamda gördüğüm her ayrıntının fotoğrafını yanlara koyarım zaten.
İleride Amerika Birleşik Devletleri’ne taşınıp orada bir meslek sahibi sahibi olmuşum. Amerika’da BMW’nin ”Ceo” su olmuşum yani Türkçe’ye çevirince mantıksız, ki zaten Türkçe’sine yeni internetten baktım, o yüzden bu şekilde desek daha güzel olur. Yani ne kadar çalışıp çalışmadığım veya o mevkiye nasıl geldiğimi bilmiyorum ama gerçekten hayallerimi süsleyen meslek tam olarak bu. Zaten maaşından bahsetmiyorum ve direk diğer bölümlere geçiyorum. Zaten BMW’de çalışıp bir de BMW arabam olmazsa çok ayıp olur ki kendi güzel arabam dışında bir de beni gece gündüz alan makam arabaları sürekli evimin önündeler. Ev demişken bir de büyükçe bir villam var tabii ki arkasında havuz ve önünde güzel bir bahçe. Ev tam bize göreydi hatta hem rahat ve geniş ailelerin için de yer vardı. Yani herhangi bir tanıdığımız 3-4 aile de dahil rahatça sığabilirdi eve.
Ki zaten bir kısmında bütün ailemi Amerika’ya çağırıp, tabii ki tüm uçak biletleri benden, sevgilimle yani evleneceğim kadınla tanıştırıyordum. Havalimanının dışında bekliyordum kendi arabam vardı ve diğer aile fertlerini almak için BMW’den beş tane SUV tipi araba gelmişti sürücü ile birlikte. Ben kendi annem, babam ve ablamı benim arabama alıyordum diğer aile fertleri de diğer arabalara dağılıyordu ve birlikte konvoy halinde eve gidiyorduk.
Gelelim bu mükemmel sevgiliyi betimlemeye;kıvırcık uzun saçlı kumral minnoş bir kadın,aslında bana nazaran daha genç. İtalyan ve okumak için tıpkı benim gibi Amerika’ya gelmiş ki biz de zaten üniversitede tanışıyoruz. Kiraz dudakları var ve gözleri okyanus mavisi gibi tam içinde kaybolmalık… O kadar güzel gülüyordu ki zaten rüyamda, uyandıktan sonra yataktan çıkmak yerine on dakika hayatı sorguladığımı hatırlıyorum. Birbirimizle neredeyse kusursuz anlaşıyoruz ve zaten asıl beni etkileyen şeylerden biri de buydu. Tam anlamıyla ruh eşi gibiydik bazen birbirimizle aynı şeyleri aynı düşünüyorduk. Dıştan bakan insanlar aramızda telapati yaptığımı düşünebilirdi o derece yani. Birimiz bir şey istediği zaman diğeri sanki bunu önceden biliyormuş gibi onu çoktan yapmış oluyordu. Daha iyi anlamanız için şöyle bir örnek vereyim, mesela sizin canınız öğle yemeği için hamburger istemişti ama iş yerindesiniz çıkamıyorsunuz da iş yerinden, bir bakıyorsunuz size yemek gönderilmiş ve bu yemek hamburger. O anki duygunuzu düşünebiliyor musunuz? İşte ondan bahsediyorum. Umarım bu gördüklerim gelecekte hepsi olmasa bile en azından bir kısmı beni mutlu etmeyi başarır.