Stacks of books

Sınav Uykusuzluğu

Bu yazımda size bitmek bilmeyen anılarımdan birisini anlatacağım. Hikayemiz İstanbul’da adı hiç duyulmamış okulda başlar. Sekizinci sınıfın birinci döneminin sonlarındaydım. Her gün okuldan sonra basketbol antrenmanlarıma katılıyordum. Yılın sonunda sınavımız olduğundan öğretmenlerim beni ödev yağmuruna tutmuşlardı. Bir yandan ödevlerimi yapıp bir yandan da antrenmanlarıma katılmakta zorlanıyordum. Antrenmandan önce ödevlerimi bitirmek için vaktim yetmezken antrenmandan sonra ise ödevi bitirmek için çok yorgun oluyordum. Bir gün öğretmenim derse girip her zaman olduğu gibi dersi işlemeye başlamak yerine tahtanın önünde durup ciddi bakışıyla ruhlarımızı korkuyla boğarken yanımda oturan arkadaşım elini kaldırıp “Öğretmenim, her şey yolunda mı?” sorusunu sorduğunda gözlüğünü düzeltip yumuşak bir ses tonuyla “Bu yılın som-nunda sınıf atlama sınavı olacağını biliyorsunuz. Sizi bu sınava hazırlamak için size ödev veriyoruz fakat bunun yeterli olmadığını farkettim ve size bir sonraki ay tüm derslerinizden bir deneme sınavı yapmaya karar verdim.” dediği an sınıfta bir gürültü oluştu. Herkes olaya çok şaşmıştı ve öğretmene karşı söz söylerken öğretmenimiz katı ve gür bir sesle “Sessiz olun!” diye gürleyip sakin ses tonuyla devam etti “Bu sistemin sizi zorladığını biliyorum fakat gelecekte başarılı bireyler olmak istiyorsanız bu denemeye çalışmalısınız” dedi ve derse geçtik. Dersten sonra arkadaşlarım,bizi ne kadar zorladıklarını ve robot olmadığımızı unuttuklarını tartışırken ben arka sıralarda bunların hepsini nasıl yetiştireceğimin planını oluşturmaya başladım. Tam umudumu yitiriyordum ki aklıma pek riskli bir plan geldi aklıma. Ödevleri teneffüslerde yapıp konu tekrarını ,evde, basketbol antrenmanından önce ve sonra yapmaya karar verdim. Bu sistem dersteki performansımı düşürebilirdi ama en azından sınavda seksenin üzerinde bir not alma şansımı arttırabilirdim. Bir sonraki gün planımı gerçekleştirmeye başladım. Dersten sonra öğretmenşerin verdiği ödevleri bitirip eve geldiğimde derste işlediğimiz konuları basketbol antrenmanlarımdan önce tekrarlamaya başladım. her şey planladığım gib gidiyordu fakat iknci haftada durmadan artan ödev sayısıyla birkaç aksaklığa maruz kaldım ve benim için bu aksaklıklar iyi bitmedi. Ödevlerimi yetiştirmek için molalarımdan, yemek saatimden ve uykumdan saatlerimden kesmek zorunda kaldım. Bir hafta sonra yine planlarımda aksilikler geçirmeye başladım. Gitgide uykuma ve molalarıma daha az zaman tanımaya başladım fakat yine de ödevi bitirip konu tekrarına vaktim yetmiyordu. En sonunda ödevlerimi yetiştirmek için basketbol antrenmanlarıma katılmamaya başladım fakat hala hiç ara vermeden, çok kısa zaman dilimlerinde uyuyarak geçirdim kalan vaktimi. Deneme sınavına son üç gün kalmıştı. Evde hiç uyumadan, deli gibi, ders çalışıp soru çözdüm. Sınava son bir gün kala odama çıkarken annem omuzumdan tuttu, arkamı döndüm ve şu cümleyi ,narin sesiyle, söyledi “Oğlum, canım benim. Kendini yorarsan birşey başaramazsın. Hadi bu gün git uykunu al. İnan bana ders çalışmaktan daha etkili olacak. ” annemin sözünü dinleyip yatağıma yatıo dinlendim. Sınav günü sakin sakin soruları çözüp kağıdımı öğretmenime verdim. Bir sonraki gün sınavları bize dersin ortasında dağıttılar. Stresten notuma bakmadan önce gözlerimi kapadım, derin bir nefes aldım.Gözlerimi açtığımda gördüklerime inanamadım, Sınavı tam puanla geçmiştim. O günden itibaren kendimi yormak yerine sadece derslerimi daha planlı çalıştım.

(Visited 60 times, 1 visits today)