Bir varmış bir yokmuş…Çok uzak diyarlardan birinde yaşayan güzeller güzeli bir kız varmış.Annesi ve babasıyla sessiz sakin ve huzurlu bir hayat sürüyormuş.Günün birinde annesi ansızın bir hastalığa yakalamış. Dermanı olmayan bu hastalık çok geçmeden minik kızın annesini aralarından alıp götürmüş. Uzun zaman boyunca sinderella ve babası birbirlerini kollamış birbirlerinden başka bir şeye ihtiyaç duymamışlar. Fakat günün birinde minik kızının babası bir kadınla tanışmış. Bu kadın adeta onu büyülemiş, kısa sürede evlenmişler ve hemen ardından beraber bir eve yerleşmişler. Sinderella her ne kadar annesi ve babasından başka birini hayatına almak istemese de babasının mutluluğu için her şeye katlanmış.Dışarıdan melek gibi duran üvey annesi ve üvey kardeşleri babası olmayan yerlerde adeta birer şeytana dönüşüyor,minik kıza her işi yaptırıyorlarmış. Kısa bir süre sona babasının kaderi tıpkı annesi gibi acı bir sonla bitmiş. Tek başına kalan sinderella babasının yokluğunda evde çok daha kötü bir muamele görmeye başlamış. Temizlikten yemeğe evde yapılacak ne iş varsa hepsini zorla yaptırıyorlarmış.Oradan buraya iş peşinde koşmaktan yorgun düşmüş. Artık ona külkedisi diyorlarmış, kir ve toz içindeki elbiseleriyle .Bu arada şehirde kralın biricik oğlu eş arayışına çıkmış. Kendine layık güzel becerikli zeki bir prenses arıyormuş. Yakışıklı prens aradığı kızı bulmak için şehirdeki bütün evlere düzenlediği balo için davetiyeler göndermiş. Bu durum her kızı heyecanlandırsa da külkedisi için üzüntüden başka bir şey değilmiş.Elleri ayakları artık işlerden şişmiş.Günler geçmiş gitmiş en sonunda balo günü gelmiş.Sabah erken saatlerden itibaren evde koşuşturmalar başlanmış elbiseler giyilmiş, saçlar makyajlar ,yapılmış.En sonunda üvey annesi ve kardeşleri evden çıktığında sinderalla koltuğa oturarak ağlamaya başlamış fazlasıyla zor olan hayatında bir kere bile mutlu olmak istiyormuş. Baloya gidip prensle tanışmak bir geceliğine de olsa normal bir kız gibi vakit geçirmek istiyormuş. Tam o anda odanın ortasında parlak bir ışık belirmiş içinden bir güzeller güzeli bir peri çıkmış. Peri sinderellaya dönerek ona yardım etmek için geldiğini ona baloya gidebileceğini söylemiş, tavan arasındaki altı fareyi atlara, kediyi at arabasının sürücüsüne ve balkabağınıysa ata arabasına döndürmüş. Elindeki değneği son kez sallayarak sinderella nın üstündekileri harika bir elbiseye ve terlikleriyse harika camdan topuklulara çevirmiş.Ve ona kesin bir dille gece yarısı olmadan eve dönmesi gerektiğini gece yarısından sonra her şeyin eski hale döneceğini söylemiş. Sindirella teşekkür ederek balkabağı arabasına binmiş ve hıza baloya gitmiş.Nİhayet salona geldiğinde adeta büyülenmiş.Külkedisi salona bakakalmışken prensin gözleri onda kitlenmiş.Güzelliği karşısında büyülenen prens yanındaki onlarca kızı es geçerek sindirellanın yanına gitmiş aradığı kızın sinderella olduğuna emin olan prens sinderellaya dans teklif etmiş. Sinderellaysa prensin yakışıklılığı karşısında çoktan büyülenmiş ve bu güzel teklifi kabul etmiş. Bu sayede gecenin ilk dansı başlanmış.Herkesi gözü onlardaymış bütün kızlar artık sinderellanın yerinde olmak istiyormuş.Dans boyu sürekli ismini soran prens ve ayakların sıkan ayakkabılarla uğraşırken geçen saati fark etmemiş.Saate baktığında gece yarısına sadece dakikalar kaldığını gören sinderella prensin ellerinde çekilerek koşarak salondan çıkmış peşinden gelen prens ona nereye gittiğini soruyormuş dahada panikleyen sinderella koşarken sağ ayakkabısını düşürmüş fakat o arkasına bile bakmadan arabaya binmiş.Tam eve girdiğinde at arabası ve üstündeki elbise eski haline dönmüş. Hayatında ilk defa yaşadığı bu geceyi düşünmeden edemiyormuş bütün gece prensi ve baloyu düşünmüş. Ertesi sabah her şey eski haline dönmüş.Tabi ki prens krallığın dört bir yanında ayakkabının sahibini arıyormuş.Günler geçmiş nihayet sıra külkedisinin evine gelmiş sırayla üvey annesi ve kardeşleri denemişler elbette hiçbirine olmamış sıra külkedisine geldiğindeyse ayakkabı ayağına girmemiş külkedisi şaşkınlıkla ayaklarına bakmış.Günlerdir ordan oraya koşmaktan ayakları şiştiği için ayakkabı girmiyormuş şimdi ne dese ne prens nede üvey annesi için fayda etmeyeceği için sadece öylece prensin evden çıkışını izlemiş. O gece çok ağlamış fakat yapabileceği hiç bir şey yokmuş. Aylar geçmiş sinderella yorucu hayatına devam ederken prensse asla bulamamış ayakkabının sahibini en son farklı bir krallıktan gelen güzel bir prensesle evlenmiş düğünleri dillere destan olmuş,haftalarca dillerden düşmemiş. Bu zaman boyuncaysa külkedisi üzüntü içine ev temizlemeye devam ediyormuş.Yıllar yılları kovalamış zavallı külkedisi ömrünün sonuna kadar üvey annesi ve kardeşleriyle yaşamaya devam etmiş. O gece dileğinde sadece bir geceliğine mutluluk dilemeseymiş belkide ömrünün sonuna kadar prensle mutlu olabilirmiş…
BİR KÜLKEDİSİ MASALI
(Visited 274 times, 1 visits today)