Bir varmış bir yokmuş Sindrella adında bir kız varmış. Bir gün prensin balosuna gitmiş. Orada prensle dans etmiş ve giderken camdan ayakkabısını merdivenlerde düşürmüş.
Prens Sindrella’yı bulmak için tüm ülkedeki genç kızlara ayakkabıyı denetmiş. Sindrella’ya sıra geldiğinde; ayakları şiştiği için şehirdeki kızların ayağına uymayan pabuç onun ayağına da uymamış. O da ayağının iyileşmesi için ayağını suda bekletip krem sürmüş. Ama hala ayaklarının şişi inmemiş. Belki prens ormana gitmiştir diyerek atına bindiği gibi ormanın yolunu tutmuş. Ormanda kuşlarla, sincap ve tavşanla sohbet etmiş. Onlara prensi görüp görmediklerini sormuş. Onlar da prensi görmediklerini söylemişler. Sindrellla çok üzülmüş. Her zaman gittiği gölün kenarına gitmiş, ayaklarını suyun içerisine sokmuş, ormanda yaşayan bütün hayvanlar etrafını sarmış. Sindrella´ya neden üzgün olduğunu sormuşlar.Sindrella da başından geçenleri onlara bir bir anlatmış. Orman hayvanları aralarında konuşup bir plan yapmışlar. Gölün içinde yaşayan balıklar ve kurbağalar sihirli yosunlarla ayağını iyileştirmişler, tarla fareleri en hızlı bir şekilde saraya giderek saraydaki farelerle anlaşıp iyi kalpli saray muhafızlarını bulmuşlar. Ona Sindrella’nın ormandaki gölün kenarında prensi beklediğini ve tekrar ayakkabıyı denemek istediğini söylemişler ve Sindrella’ dan aldıkları saç tokasını prensin yemek tepsisine koymasını istemişler. Muhafız zaten Sindrella’nın bulunmasını çok istiyormuş, hemen yemek tepsisini prense götürmüş prens yemeğini yerken tokayı fark etmiş ve muhafızını çağırmış tokayı nereden bulduğunu sormuş muhafız da ona olanları anlatmış.
Prens hemen cam ayakkabıyı alıp muhafızlarını toplayıp ormana gitmiş. Sindrella’ yı gölün kenarında görmüş hemen tanımış ama yine de ayakkabıyı denetmiş. Bu sefer ayakkabı ayağına tam olmuş. Saraya beraber dönüp evlenmişler ve 40 gün 40 gece tüm halkla birlikte eğlence düzenlemişler.