KÜL KEDİSİ SİNDİRELLA
Bir zamanlar, çok ama çoook uzun yıllar önce, Türkiye’de Ankara şehrinde, Türkkonut’ta Sindirella isimli bir kız yaşarmış. Anne ve babasıyla birlikte gül gibi geçinip gidermiş. Annesi, kanser olmuş. Tüm uzun ve yorucu tedavi girişimlerine karşı, hayata yenilmiş ve ölmüş. Bu süreç tüm aileyi ve Sindirella’yı çok yıpratmış. Tüm ev işleri de Sindirella’ya kaldığı için üstü başı hep perişanmış. Küle bulanmış bir kediye benzediği için ona Sindirella adını vermişler. Bu duruma bir son vermek isteyen Sindirella’nın babası, iki kızı olan bir kadın ile evlenerek, evdeki ortamı düzeltebileceğini düşünmüş.
Gerçekten de Sindirella’nın yeni annesi çok iyi kalpli ve yardımsever bir kadınmış. Sindirella’ya hiç iş yaptırmıyor, sürekli onunla ilgileniyormuş. Sindirella için saçını süpürge ediyormuş. Yeni annenin kızları da anneleri kadar iyi kalpli ve şefkatli insanlarmış. Sindirella’nın gerçek ablaları gibi ona davranıyorlarmış. Onu okuma ve yazma öğretirler, harçlıklarından artırdıkları paralarla yeni kıyafetler ve okuması için yeni kitaplar alırlarmış.
Bir gün üç kız kardeşe sarayda balo için davetiye gelmiş. Balonun yapılacağı gece, Sindirella’nın yeni annesi ve kızkardeşleri Sindirella’yı süslemişler ve evdeki en güzel kıyafetleri giydirmişler. Sinderalla ile birlikte çok lüks bir fayton çağırmışlar ve baloya katılmışlar. Prens Sindirella’yı görünce, büyülenmiş. Balo’da Prens sadece Sindirella ile dans etmiş ve kendi arabası ile onu evine bırakmış. Evine bırakırken de ona evlenme teklif etmiş. Sindirella babasından ve yeni annesinde izin alarak, bu teklifi kabul etmiş. Ertesi hafta iki aşık evlenmişler ve saraya yerleşmişler. Sindirella’nın üvey annesi ve kızkardeşleri de sık sık saraya gelerek Sindirella’yı ziyaret etmişler.
Ege SALDIRIM
5-B