Mülteci Sorunsalı

Çıkar çatışmaları ve gövde gösterilerinin hüküm sürdüğü günümüzde dini düşüncesi, milliyeti, belirli bir toplumsal gruba üyeliği veya siyasi düşünceleri nedeniyle zulüm gören veya göreceği korkusu ve endişesi taşıyan, bu sebeple ülkesinden ayrılan/ayrılmak zorunda bırakılan ve korkusu nedeniyle geri dönemeyen veya  dönmek istemeyen, iltica ettiği ülke tarafından endişeleri haklı bulunan kişiler mülteci olarak tanınmaktadır.

Mülteci olarak tanımladığımız bu suçsuz ve çaresiz insanlara karşı uygulanan toplu katliamların sebebi güçlü ülkelerin bitmek bilmeyen gövde gösterisi ve sömürge aşkından öteye gidememektedir. Toplu yıkımları önlemek için çabalayan ülkeler ellerinden geleni yapsa da bir türlü bu sorunun önüne geçilememiştir. Çünkü bazı ülkeler ortak hareket etmesini savunurken bazıları bu sorunun kendilerini ilgilendirmediğini ve bu yüzden mevcut duruma katlanmak zorunda olan ülkenin bununla ilgilenmesini ve bu sayede sorunun ortadan kaldırılabileceğini  savunmaktadır. Her iki düşüncenin de artı ve eksisi olsa da ortak hareket etmenin ne kadar adaletli olacağı aklımda soru işaretleri bırakıyor doğrusu. Bunun sebebi ise bazı ülkelerin mültecileri ”terörist” olarak görmesi, bazılarının ise ”kardeş, dost” olarak görmesidir. Antonio Guterres ne de güzel demiş oysa ”Mülteciler terörist değildir. Onlar terörizmin ilk kurbanlarıdır.”

Eğer gün gelir de ülkeler ortak hareket etmesi gerekirse öncelikle tarafsız bir heyet kurulmalı, yaşanılan olaylar  ve yapılan yardımlar dikkatle incelenmelidir. Çünkü bu tür durumlar bazı kurnaz ülkeler için bir servettir. Yardım amacıyla gelip savaş çıkardıklarını yakın tarihte görmedik mi? İstediklerini alıp terk ettiler ve hala Orta Doğu’da barış sağlanamadı. Ve bu ülkelerin her zaman baskın rol oynadığı günümüz Birleşmiş Milletleri’nde de görüldüğü için kurulan heyet yeterli olmayacaktır ve bu yüzden ortak hareket etmek sorunu ortadan kaldırmaz, aksine daha büyük yıkımlara yol açar.

Peki ya her ülke farklı bir politika izleseydi? Yaşanılan katliamlara karşı mağdur insanlara yardım eli uzatsaydı? Bu yol her ne kadar doğru gözükse de uygulanan politikalara göre değişim gösterebilir. Mesela bir ülke elinden gelen her türlü yardımı yapar ve hiçbir imkanı esirgemezse bu yol amacına ulaşmış olur. Peki ya bir ülke gelip bütün o masum insanlara yardım etmek yerine hepsine işkenceler uygulayıp köleye dönüştürseydi? İşte o zaman da amacımıza ulaşamıyoruz.

Her ülkenin farklı bir politika uygulamasının bize dönütü her ne kadar olumsuz olsa da uygulanabilirliği daha yüksektir. Sonuç olarak bu masum insanlar öncelikle ülkelerine sahip çıkmalı, hiçbir şekilde dağılmasına izin vermemelidir.

Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

 

(Visited 149 times, 1 visits today)