İnsanlar ve çoğu canlı duygularıyla kendini ifade eder. Hatta bazılarının yaşamını, duyguları yönetir ve duygularına göre hareket ederler. Kendi duygularına kurban olup ani duygu değişimleri yaşayan insanlar istemeden kalp de kırabilirler geri dönüşü olmayan olaylara da sebep olabilirler. Bu duygu yoğunluklarını tetikleyen şeylerden biri yaşadıkları olaylardır. Geçmiş yaşantısı insanı değiştirir. Bir diğer faktör ise kişinin genetiğidir. Duygularımız karakterimize de bağlıdır ve karakter de genetik olarak aktarılan bir faktör olduğu için genetiğimizin de duygularımız üzerinde az da olsa bir etkisi vardır. Yediğimiz besinler de bugüne kadar biz fark etmesek bile duygularımızı hep etkiledi. “Nasıl yediğim bir besin benim duygularımı etkilesin?” diye merak ediyorsanız okumaya devam edebilirsiniz.
Eminim siz de çikolatanın insanı mutlu ettiğini duymuşsunuzdur. Bu gerçekten doğru bir bilgi. Bir sevdiğinizi mutsuz görürseniz ona çikolata, şeker ve içinde folik asit bulunan yiyecekler almanızı öneririm. Çünkü yapılan araştırmalara göre çikolatanın içinde bulunan tiramin, feniletilan, kafein ve teoloromin bileşikleri beynimizin serotonin hormonu salgılamasını sağlar. Serotonin hormonu da düzgün seviyede alındığında kişiye mutluluğa giden yolun kapılarını açar. Yine de çikolata mutlu ediyor diye abarta abarta yememelisiniz. İçindeki şekerin oranının artmasından dolayı ortaya çıkarabilecek hastalıklara artı olarak serotonin hormonu aşırı salgılandığında kişide aşırı titizliğe ve düzen takıntısına da sebep olabilir. Hatta vücutta aşırı serotonin salgılanması ölümcül bir hastalık olan Serotonin Sendromuna da yol açabilir. Bu hastalığa yakalanmamak için iki ya da ikiden fazla antidepresan kullanmamanızı öneririm. Çünkü serotonin hormonunu etkileyen antidepresanlar bu hastalığa yakalanma riskinizi çok yüksek seviyeye çıkarır. Hormonun yeteri kadar salgılanması en iyisi çünkü fazlası zararlı olduğu gibi az salgılanması da keyifsizlik, tepkisizlik, suç işlemeye ve intihara eğilime sebep olabilir. Sadece çikolata değil aynı zamanda yumurta, peynir, ananas gibi bir çok besin de vücutta serotonin salgılanmasına yardımcı olur.
Çikolata yediğinizde beyninizin salgıladığı bir diğer hormon ise endorfin hormonudur. Bu hormon ise acı ve ağrı durumlarında yardımınıza koşar. Doğal bir ağrı kesicidir bir nevi. Bu hormon salgılanmasaydı doğum sancısını nasıl atlatabilirdi insan? ya da bu tür ağır acılarla nasıl başaçıkabilirdi? Daha hassas ve narin kalırdık. Vücudunuzda endorfin hormonu salgılanmasını istiyorsanız spor yapmayı, C ve B vitamini almayı, aynı zamanda çinko ve demir bakımından zengin olan besinler tüketmeyi denemelisiniz. Serotonin hormonu ve endorfin hormonu gibi rahatlama ve mutluluğu sağlayan birdiğer hormon ise dopamin horomonudur. Bu hormonun salgılanması konsantrasonunuzu arttırmak ve hafızanızı genişletmekle kalmayıp size enerji verip keyfinizi yerine getirir. Proteinli besinler tüketip meyve olarak elma ve muz, sebze olarak enginar ve avokadodan yardım alıp bu hormonun salgılanmasını sağlayabilirsiniz ya da kötü yollara başvurup uyuşturucu ve sigara kullanarak da bu hormonun salgılanmasını tetikleyebilirsiniz. Fakat bu zararlı maddeler sinapslarda dopamin birikimine neden olup sizi kendine bağımlı yapabilir. Diğer bütün hormonlarda olduğu gibi bu hormonun aşırısı da çok iyi yerlere çıkmaz kişide gerginliğe, halisülasyon görmeye ve şizofreniye kadar giden korkunç hastalıklara sebep olabilir. Yani ortayı bulmakta fayda var. Aşırı üretiminde bencillik ve inatçılığa sebep olan testosteron hormonuna ihtiyacınız varsa brokoli nar ve zencefil yemeyi deneyebilirsiniz.
Balık haricinde cevizde, yumurtada, taze fesleğende bulunan Omega-3, içinde bulundurduğu dokosaheksaenoik asit ve eikosapentaenoik asit sayesinde depresyonun, bipolar bozukluluğun, madde bağımlılığının, kalp hastalıklarının, konsantrasyon sorununun ve aşarı dopaminden kaynaklanan sizofreni hastalığının azalmasına yardımcı olur. Aşırı rastladığımız uyuşukluk, depresifilik ya da dikkat sorunu da yaşıyor olabilirsiniz günümüzde bu tür psikolojik sorunlara neden olan demir eksikliği diyet yapan çoğu insanda görülüyor fakat brokoli, maydanoz ve deniz ürünleri tüketerek vücuttaki demir miktarını arttırıp bu sorunlardan kolay ve doğal bir şekilde kurtulabilirsiniz. Aynı zamanda uzmanlar depresyon kurbanlarına şekerli ürün tüketmelerini önerip öfkelerini kontol edemeyenlere ekmek makarna ve sebze yemelerini fakat kırmızı et ve kafeindne uzak durmalarını söylüyor.
Kısacası kişinin yediği her besin kişiyle bağdaşıp onun bir parçası olmakla kalmayıp onun davranışlarında da değişiklikler meydana getiren önemli bir faktördür. Bu nedenle ne yiyorsanız yiyin besin değerlerine ve hangi hormonu tetiklediğine bakıp öyle yiyin. Doğal olan her şey faydalıdır demeyin. Belki de aşırı öfkenizi daha da arttıracağını bilmeden yediğiniz bir şey huzurunuzu iyice kaçırıp günüzü mahvedebilir veya sakinleşmek için ne yemeniz gerektiğini bilmek size çok yardımcı olabilir. Şimdi kendini mutsuz hisseden kişi gitsin bir çikolata yesin ders çalışmak üzere olan kişi hemen proteinli bir şeyler bulup yesin ve agresif hissedenler de fınfık fıstık yiyip sonraki ayki blog yazımı öyle okusun.